-Başlıksız-
Dosta giden bütün yollar, emin beldeye,
Kalbler meylediyor, Allahın evi Kâbeye. Muhammed Mustafaya orada verdiler selam. İlâhi aydınlığın ihtişamı parlıyor Hiradan, Şerefi üstün Kuran inmemişmiydi oradan. Muhammed Mustafaya orada verdiler selam. Bu engin nurun parıltıları ufku kaplıyor, Görsen şaşar kalırsın, gözler kamaşıyor. Muhammed Mustafaya orada verdiler selam. Mekke, sende yürekler yanmış tutuşmuş, Susatmayan, zemzem suyun ne hoşmuş. Muhammed Mustafaya orada verdiler selam. Rabbimiz yüreklerimiz seninle çimlensin, Bu muhteşem güzelliğin doyası seyredilsin. Muhammed Mustafaya orada verdiler selam. Allahım bize gören göz, uyanık kalb lütfet. Kutsal Kaben nur saçıyor bu ne heybet! Muhammed Mustafaya orada verdiler selam. Gönül coğrafyamız birbirine kenetleşiyor, Lebbeyk sedaları orada Arşı âlayı titretiyor. Muhammed Mustafaya orada verdiler selam. Bu İlahi nidalar yok mu? ne güzel ne hoştur, Sen varsın orada gönüllerimizi yanıp tutuştur. Muhammed Mustafaya orada verdiler selam. Bak mahşeri canlandırıyor milyonlarca beşer, Onlar beyaz ihramlar içinde Arafatda, af diler. Muhammed Mustafaya orada verdiler selam. Bu lütuf karşısında meşakatlerin ne önemi var, Allahtan korkan kalpler Rasülüne itaatle uyar. Muhammed Mustafaya orada verdiler selam. Gönüllerimizi süslüyor hicri İsmail seygisiyle, Yüreği yüksek şerefle donatılmış Hz Rasûle. Muhammed Mustafaya orada verdiler selam. Gözlerin kalplerin karşısında mucize bu ya, Risalet nurunu gören gözler doyasıya gördü ya. Muhammed Mustafaya orada verdiler selam. Habibini mahsun etmedi sahibi Beytül Haram. Ravzayı şerif cennet bahçesi, lütuf ve ikram, Muhammed Mustafaya orada verdiler selam. Mekke / Kâbe 1403H. Ali Kılıç Kakiz |
Bu şiire yorum ekleyen dostların
semalara dönüşte dua ettiği eller
boş dönmesin.