DALINA YÜK YAPRAKDalına yük yaprak Toprak yağmur damlasına asalak Mutluluk hep yasak Sevdasına kul gönül Özünde sözü yılgın Sözünde ömrü bıkkın Saksıda gülü solar da Kaya dibinde ne çiçekler açar Çığlık çığlık özlem yakar da Müzmin sancılar eşiğinde Ne güneşler batar Ne zemheri ayazında Çıkmaz yollar buz tutar Aynalar yalancı Yürek dünde onu arar Geçen günlerin hesabını Bakiye bugün acılarına sarmalar Büklüm büklüm yollarda Elinde çiçeklerle hüzün karşılar Fıtratında saklı görünmez Eceline susatır da Yine de sır vermez Kapı, duvar yankı vurur da Beklenen sesi asla gelmez El sallayan umutlardır Bir ömür sürgünlüğüne Kan pıhtısı olur çöreklenir yüreğine Bir bekleyişti Bir ümit Bir zerre Belki de Sürgün yollardan dönüşüne Bir bıçak kesiği olur tebessüm Hasretin hunhar başına İşte o an Hayaller umutların koynunda Kim bilir belki de Mutluluk erdemin tahtında Yok artık! Mateminde sevdasına yanmak Gün doğurmayacak gecelere adak adamak Her ne varsa kabul Kırdım sebat zincirini Mahur bakışlardan süzülenin son sözü Kendine aşık kimseye olmaz kul Kökleri yer etse de sende Dalı, budağı dışarda Çiçekleri hep başkalarında Karayağız kışlar Kışla kurar ömür boyu kapına Şükran AY 24/11/2008 |
BUZ TUTTU İNAN ELLERİM YAAAA
BU NASIL BİR DUYGU SELİDİR DİZELERİNİZDEN ÇAĞLAYAN EDASIYLA BİZLERE DOĞRU AKMAKTA
HARİKASINNNNNN