1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
46
Okunma

GARİP İŞTİR YAŞAMAK
Biliyorum, kaçıp gidecek duygularım;
hürriyetim tutsak, hislerim paramparça.
Henüz farkında değilim olup bitenin,
her şey çok sıradanmış gibi;
dalgınım, biraz da yorgun ama asla vurdumduymaz değilim.
Beklenmedik bir misafirden unutulmuş eski bir hikâyeyi
hatırlamaya çalışıyorken buluyorum kendimi.
Yolculuk burada bitmiş de, bundan sonrası aşılmaz duvar sanki.
Böyle şeyler düşünmek istemiyorum,
böyle şeylere takılmak da istemiyorum.
Sahili, denizin kumlarını hayal ediyorum.
Geceden ay ışığını çektiği için yakamozlar inmediler sahile.
Garip işliyor bu hayatın gar’ı, çok garip yolcuları vardır bu trenin…
Raylar rastgele serilmiş, döşenmedi taşları kaldırımların.
Çiseliyor gökyüzü ve mavi patiskaya benzemiyor deniz.
Yok, yok, ağlamıyorum; hiçbir damla yaş gelmedi gözlerimden.
O kadar sıradan, o kadar dağınık ki her şey, hepsi yatağın da.
Alışkanlıklarım, alınganlıklarım bir bir vuruyorlar gerçeği yüzüme bakışlarım.
Alacakaranlık kuşağında bir damla ışık, üstü açık pencere.
Dışarısı alabildiğine hareketli ama kimse kimsenin umurunda değil.
Herkes kendi âleminde, herkes kendi kafasına göre yerleştirmeye çalışıyor dünyayı;
bunun mümkün olmadığının onlar da farkındalar aslında.
Aldatıldım demeye dilim varmıyor ama aslında ben de aldatıldım.
Soğukkanlı bir şekilde akıyor hikâyeler ama yine de hepsi pamuk şeker gibi,
dokunmadan eriyip gidiyorlar.
Göğsümün tam ortası, biraz üstü ama az aşağısı ateşten gömlek.
Yok, yok melek falan kalmadı cennetin kapısında, kapı da kalmadı zaten.
Öyle bir iştir ki yaşamak, böylesine bir duyguya kapılacak kadar işte.
Gündüz Yavuz. 23.08.2020 Pazar
5.0
100% (2)