3
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
105
Okunma
Bakınca dünyanın yaşına
Körpecik birer parmak iziyiz
Kanlar tarihi zafer diye yutturulmuş
Güz mevsiminde dökülen yaprak misali
Ölümün gövdesinde solacak
Birer siluetiz
Ey aşkla sıvanmış
Ölümle harmanlanmış eşsiz hayat
Akıtıyorum sana içimdeki tarihi mirasımı
Köprülerinin altından geçen
O köpüklü sularınla kutsa
Dile pelesenk olmuş kutsal isyanımı
Sana sesleniyorum duy sesimi
Tanrılara adağım olsun yetim kederim
Böceklere meze olsun
Bütün tanrılara meydan okumuş
Toprakla ödüllendirilen ölü bedenim
Söyle bana
Ey penisten beslenip
Vajinadan üreyen
Göğü sırtımıza yığıp
Ana kucağına konduran hayat
Nasıl oluyor da göz yumuyor
İçindeki vahşetin soysuz sonsuzluğuna
Ol deyince olduran
Nil’i ikiye ayıran güç
Diyelim ki
Yer çekimi tanrıların elleri
Bizi yeryüzüne bağlayan
Diyelim ki
Dua için göğe açılan eller
Bir ritüeldir gök kubbeye ulaşan
Diyelim ki
Biz faniler yüzsüzce ve sadece
Kendine ait olmayanı kendi için ister
Söyle bana hayat
Söyle bana
Dualarla gök kubbeye giden eller
Neden çoğunlukla cevapsız geri döner
Tanrılar tarafından
Biz kullara hibe edilmiş sevgi
Hepimize yetecek
Bahşedilmiş onca nimet varken
Nasıl olur da
Asırlık kan emiciler
Gövde gösterisine devam eder
Söyle bana
Ey fıtratını fırtınayla sürükleyen
Ey bizi amele bir dinozora çeviren
Varlığı doğa ile süslenmiş
Bağrındaki çamlara rağmen
Elleri kan kokan hayat
De hele bana
De hele
Ölümün tetikçisi bir sığıntı gibi
Öyle uzak
Öyle yakın
Öyle içimizde barınıp
Ne yüzle
Bakarsın yüzümüze
Tanrılara sunman için
İnsan kanı adanmamışken sana
Sunağında ne işi var
Kadın ve çocukların