1
Yorum
4
Beğeni
4,7
Puan
51
Okunma
Dağın omzunda iki yümünlü melek
Tepede bir Zât-ı muhterem, muhafız
Ak cübbesinden daha pak bir çehre
Çağırır yanına beni; can da onu bana
Titrer yürek, kollar salınır, sarılır veliye
Mahcup ve samimi, sıdk ile bir tebessüm
Yeşile serili beyaz seccade—binek ve sahibi
“Haydi buyur” der devadan: uç git
Ayaklarım mıhlanır, kilit yerini çözer sanki
Beyaz seccadeler—melekler, seyyar yolcular
Şerif bir salavat dillerde; zikirle vuslat
Mekke, Medine… kalp gökte kuş gibi çırpınan
Kardan süzülmüş saf mekânlarda esmâlar
Ya Allah, Ya Zâhir, Ya Bâtın
Söyle ey âşık-ı Bektaşî,
Bu yol kaçıncı yoldur?
Bu yol, eline beline diline mühür vurulan yol,
Bu uçuş kanatla değil; edep ile ol.
Seccade binek, nefsi terk;
Menzil uzak değil —kalpte durur.
Melek kapı açar, kul niyetli,
Veli çağırırsa yürür kalpler.
Mekkede de, Medinede de,
Aranan yolcu, gelecek mi?
5.0
67% (2)
4.0
33% (1)