7
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
137
Okunma

Bir adım attın, harita kül oldu;
mesafeler diz çöktü duvarların önünde.
Zamanın omurgası kırıldı —
yer, yerliğinden utanıp geri çekildi.
Göğü katlayıp cebime koydum,
yıldızlar avucumda çıtırdıyordu.
Bir nefeste üç kıtayı yuttum,
denizler dizlerimdeki dermansızlığa
titreyen bir dua.
Kapılar yoktu artık;
eşikler, alnımdan geçiyordu.
Bir çığlıkla vardım harabelere—
güneş, paslanmış bir kalkan gibi asılı.
Bozkır mührü bu kez;
dört yöne birden şahlandı.
Rüzgârın dili kırıldı,
şehirler zelzele sesleriyle yürüdü.
Küllerin yağıyordu kutsal bir kar gibi,
meleklerin kanadı is kokuyordu.
Saatler çarmıha gerilmişti,
takvimler kanadı—günler kaçtı.
Ben, adımlarımın sürgünü,
bir anın içine bütün çığlıkları sığdırdım.
Bir yerde doğdum,
başka bir yerde öldüm;
aynı nefeste dirildim—
toprak, adını tanıdı.
Ey kıyamet, geç kaldın ,
ben çoktan varmıştım sonrasına.
Küllerinden bir yol yaptım kendime,
ve yürüdüm—gittim
Cansız bedeninden...
" içimde kurulu bütün evreni sanki hepsi seninmiş gibi yıkıp gittin."