0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
34
Okunma
RÜYANIN SESSİZ PERDESİNDEKİ ADAM
Gecenin en derin saatlerinde
bir rüyanın sessiz perdesi aralandı.
Bir adam yürüdü içeri;
kalbiyle konuşmayı bilen, kelimeleriyle susmayı öğreten o adam.
Ve karşısında bir palyaço duruyordu;
boyası akmış, gülüşü yorulmuş,
kırmızı burnunun ardına sakladığı koca bir yalnızlıkla.
Palyaço ona baktı,
“Söyle” dedi, “Sevdiğin kadını nasıl taşıyorsun kalbinde?”
Adam, derin bir nefes aldı;
çünkü içindeki sevgi ne bir sahne ışığına benziyordu
ne de kalabalığın alkışına muhtaçtı.
O sevgi, dünyadan saklanan bir sır gibiydi,
bir tek o kadının yüreğinde yankı bulan.
“Ben,” dedi adam,
“Bir palyaçonun sustuğu yerde başlıyorum sevmeye.
Senin yüzündeki sahte gülüşün ardında sakladığın acıyı
ben içimde bir türkü gibi taşıyorum.
Sen insanların gözünden yaş silmek için gülerken,
ben onun gözlerine huzur koymak için ağlarım gerekirse.
Çünkü sevdiğim kadın
bir gülüşün değil, bir ömrün değerini taşır.”
Palyaço başını eğdi,
boyası toprağa düşen bir çiçek gibi.
“Peki,” dedi, “Benim gibi olursan onu güldürebilir misin?”
Adam gülümsedi;
gülüşü ne sahteydi ne de gösterişli,
tam yerini bulan bir güneş gibi sakindi.
“Ben bir palyaço değilim” dedi,
“ama isterse çocuk olurum.
Onun kalbine yalnızlık değmesin diye
en karanlık sokaklarda ışık olurum.
Gülüşünü korumak için
bir ömrü tereddütsüz feda ederim.
Palyaçolar sever mi bilmem
ama ben onun sevdiği her şeye hayat olurum.”
Rüyanın sahnesi genişledi;
kırık kaldırımların üzerine düşen gölgeler
adamın kalbinde yeniden şekillendi.
O, sevgisini sahnelere değil,
kadının yüreğine yazıyordu.
Her satırında derin bir geçmiş,
her adımında sonsuz bir gelecek saklıydı.
Palyaço suskunlaştı.
“Keşke” dedi, “Ben de biri tarafından böyle sevilseydim.”
Adam ona yaklaştı,
gülüşünün ardındaki sızıyı avuçlarına alır gibi.
“Sen” dedi, “Yalnız değilsin.
Ben seni anlıyorum çünkü senin sessizliğinde
kendimi duyuyorum.
Ama benim yolum başka;
ben yalnız olmayı değil,
bir kadının kalbi olmayı seçtim.”
Ve perde kapanırken adam son sözünü fısıldadı:
“Bir gün beni sorarsa ona söyle,
Ben seni güldürmek için değil,
hayatına anlam katmak için sevdim.
Gülüşlerim hiç sahte olmadı
çünkü ben palyaço değilim;
adımın her harfinde
ona adanmış bir adamım.”
Rüya bitti, gece sustu.
Ama adamın sevgisi uyanıklığa bile ağırdı;
dünyanın tüm maskelerini çıkaran,
tüm sahnelerini karartan bir gerçek gibi.
Ve bilsin dünya,” dedi adam,
“Ben onun kalbinde var oldukça hiçbir palyaço yalnız değildir.
Çünkü bir adam gerçekten severse
bütün sahneler onun yüreğine döner,
bütün gülüşler hakikate ulaşır,
ve bütün yalnızlıklar adı olmayan bir karanlığa gömülür.
Mehmet bildir