1
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
41
Okunma
Düşünmekten yazmaya vakit olmadı seni
Güneş,oranın güneşi yağmur,oranın yağmuru sanki
Keşkelerle boşverlerin tam ortasında,her mevsimi bahar olan bir yer
Çiçekler yerine ayrı ayrı yaralar açar pişmanlıklar
En güzeliydi belki şehrin,yada şehrin en güzel yeriydi yanın
Yüz mısra kahve,nasıl dizilir bir göze
Kaç yıldır mahpusum oralarda saymadım
Portakal çiçeği kokulu akşam üstü dinginliği sanki yanın
Hiç yaşanmayacak olanların sancısı sanki sokağının sonu
Yeni bir başlangıçtı sanki kayboluşlarımız
Ve artık çok uzaklardayız
Sevda dediğin bin yıllık mesafe
Can dediğin yazmanda Oya
Senin cennetin benim yandığım yer
Bir ben varım bizden
bin kez kapandı bu kapı yüzüme
bak yine geldim önüne
Ne duama girebildin ne de dünyama
Sen ne ağır bir yüksün özlem
Şiir mi karaladım kendimi mi paraladım
Birimize reva diğerimize değildi yaşananlar
Beni iyi hatırla sevgili ,iyi hatırla!
İnan yazmak gelmiyor içimden
Kaç sayfa koptu bilmiyorum bu defterden
Yoksun ya kıymeti yok ne şiirlerin ne de sabahın
Alışığım zaten ben bu yalnızlığa
Dert etme Sevdiğim
Gayri bir şey olmaz taş kesmiş bu adama
Senden sonra ne mi oldu
Bırak şu zıkkımı derdin ya bırakamadım
Her özledim diyemediğimde yaktım cigaramdan
Bak yine sen doldu kültablam
Her nefeste sen doluyorken ciğerlerim
Sen söyle sevgili nasıl vazgeçeyim
Evet yine sarhoşum
Yoksa ben bu şiiri nasıl yazarım
Halbuki ben seni yazdım
Okuyanlar şiir sandı
Ne gerek var ki oya’ya
Gülüşün kadar güzellik katmaz yazmana
Ben o gülüşe çok çöktüm duvar diplerine
Başım öne eğik sönmeye yakın cigaram elimde
Ben neden yaptım ki bunu ikimize
Nasip değilmiş ne diyelim
Gönülde Sevda başımda bela
Bir düşle direniş ortasında
Son kez veda ettim biz dolu sokaklar
Hem neymiş o Vedalar acıtır falan
Yahu ağlar mı hiç erkek adam
Neyse gülüşü güzelim
Ben seni çok özledim de geldim
Ha bu arada ben bu sokaklardan hiç gitmedim