0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
23
Okunma
Bir söz düşer ekrana, bir yara yeniden açılır,
Çaldıran’ın dumanı gelir asırlardan, içimiz yakılır.
Tarih susmaz; susarsa, susan değil, mazlum yanılır,
Unutma ki ateşin de, acının da bir hafızası var.
“Kardeşlik” diye anlatılan her yanlış, gerçeği örter,
Acıyı yaşamayanın dili kolay döner, kalbi kolay çarpar.
Oysa bir ocak sönerse, külleri bile asırlarca yanar,
Unutma ki topluca yakılan her can, bugünlerimize ışık çarpar.
Yol erleri bilir: Barış inkârla değil, yüzleşmekle gelir,
Yarayı kapatmak için önce yaranın adı söylenir.
Gerçeği saklamak, acıyı yok etmez; sadece büyütür, derinletir,
Unutma ki adalet, ancak hakikatin kapısından geçer, öyle belirir.
Çaldıran’ın adı, bir masal değil; bir halkın yarasıdır,
Bu toprakta barış istiyorsak, önce bu sızıya kulak verilir.
Mazlumun acısı küçümsenirse, kardeşlik temeli çürütülür,
Unutma ki bir milletin vicdanı, mazlumun gözyaşıyla ölçülür.
Biz, zulmü değil; hakkı ananların yanında dururuz,
Barışı, eşit yurttaşlığı, adaleti kendimize yol biliriz.
Bu ülke ancak bütün halkların onuruyla birlikte büyür,
Unutma ki gerçeği söylemek, bölmek değil;
Tarihin karanlığına ışık tutmaktır.
Pevruzi Hasan
5.0
100% (2)