hem şekil hem mana olarak çok katmanlı bir başyapıt olmuş.

“Bulutun ardında pek çok kez gezdim” Bulut = hicab, perde. Çok defa perdelerin arkasına, gayba, hakikate yürümüş ama tam kavuşamamış bir âşık var.

“Hüznünü salmanın zamanı şimdi” Artık o hüzün kamburunu bırakıp ferahlığa geçme vakti. Berrak yağmur gibi fikirlerin inmesi vahiy gibi, ilham gibi bir aydınlanma anı.

“Düşte değil miyiz zaten” Klasik tasavvufî tema: Dünya bir rüya, uykuda gibiyiz.
“Bugün hak, bâtılı unutmak serbest” → Burada çok ince bir ironi var. Normalde bâtılı unutmak değil, hakka sarılmak gerekir ama şair diyor ki: “Bugün o kadar hak galip ki, bâtılı hatırlamaya bile gerek yok, dal sınava!” Yani tam bir aşk-ı mutlak hâli.

“İbrahim misali düşmekmiş sücût” Ateşe atılırken bile teslimiyetle “düşmek”… Sücût burada secde anlamında da sanıyorum. Yara kanıyorsa kasıt arama, o yara zaten muhabbet yarasıdır, demiş Dumanı üstünde savrulan mesut ( hem mahlas hem anlam olarak kullanılmış çok başarılı. mangalda kor gibi, yanıyor ama mutlu.

En çarpıcı kısım bayıldım
Duha, İnşirah, Asr sûrelerine açık açık işaret
“Umut arar isen Duha’da gör” Duha sûresi yetime, öksüze, mazluma hitap eder, “Rabbin seni terk etmedi” der.
“Silkin, İnşirah’la elemini sil” “Senin göğsünü açmadık mı?”

“Asr’a aşkla geçip…” Asr sûresi “Asra yemin olsun ki insan ziyandadır, ancak iman edip salih amel işleyenler müstesna…”
Yani şair adeta “Kur’an’ın bu üç kısa sûresinde her deva var, kalk ve uygula” diyor.
“Düşmana çalmanın zamanı şimdi” Burada “çalma” hem saz çalma, hem gönül çalma, hem de düşmana (nefse, şeytana) meydan okuma anlamında diye yorumladım Muazzam bir kelime oyunu.

Fecr sûresine işaret: “Fecr’e andolsun, on geceye…” ve geceyle kuşluk arasındaki o ince çizgi.
“Vuslatın zamanı yok, vakte aktım” Vuslatı belirli bir zamana ertelemek yok, zamanın kendisi vuslattır. Zamanın içine erimek, anda yok olmak.
“Hassasi’m” Çok eski ve güzel bir hitap: “Hassasım, en hassas yerim, en ince yerim”
“Sırrını açma ki tekrar yolma saç” Sırrı ifşa edersen bir daha perişan olursun (Mansur gibi).
“Bir bütün olmanın zamanı şimdi” Tevhid’in, vahdetin tam zamanı.


“Artık erteleme, artık uyan, artık bırak, artık secdeye kapan, artık çal sazı, artık bir ol!”
Bu, tam anlamıyla bir “hal” şiiri.. Hem Yunus’un, hem Mevlânâ’nın, hem Fuzûlî’nin kokusu var, ama tamamen kendine has bir sesi var

Çok güzel nadide bir şiir. Yüreğinize sağlık

Kevser kıyısında bir kadeh doldum,
bilinmeze giden, sonsuz bir yoldum
Mecnun'u ararken, perişan oldum
Kendimi bulmanın zamanı şimdi.

Saygılar