1
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
84
Okunma

İÇİMDEN PAPATYALARI YOLARDIM
Güneşi içenlerin türküsüydü belki benim yaşantım...
Buram buram deniz kokan sabahlarda,gergefteki ibrişimler gibi rengarenkti düşlerim...
Suskun ve hüzünlü Mehmet Amca sigara içerken,selam sana Anadolu der gibiydi yüregimin her köşesi...
Çeşme’nin en güzel hanımeli kokan sokagında yürürken ben,beyaz rengine hasretti kimi insanlar biliyorum.
Ne çok selam göndermiştim kuşlarla bilmedigim insanların o hasretliklerine eş....
Teslimiyetin zaferi hangi bayrağa yaraşır
İçimden papatyaları yolardım uzak diyarlarda nice sevdalardan biride benim olacakmı diye...
Çıplak ayaklarımı gizleyemezdi denizin dalgası....
Yüregim kadardı şu bahçedeki gülün şirin halleri....
Boyumdan büyüktü dolaştıgım sokakların ince işlemeli kapıları...
uzanamadıgım kapı zili için tırmanırken demirlere kırmızı pabuçlarım ne de canı acırdı...
Nefesimin sıcaklıgıyla ısıtırken ellerimi,anlamak yaşamaktır diyordum tüm bu evreni....
Işığı doku gibi dokudugum şu tabiatın şımarık halleri,siyah saçlarımı az mı okşadı güneşe bakarken..
Bir çocuk gülüşünün masumiyetiyle ,çınar agacının tepesinde az mı sallandı bacaklarım...
Az mı okşadı o güzel ellerim,güvercin kanatlarını bir umut diye diye....
Rüzgarsız kalan bir tekne degildim ben,okudugum şiirlerin mavisinde.....
ARZU GÜNAL.