1
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
279
Okunma
Dünü düşünüyorum
ve devamında ertesi
günü ki
uzak iklimlerin
sağanağındaydım..
her yağmur damlasıyla,
anlar içinde azalıyordu
saçlarıma düşen
suyun sayısı.
kendimi gömerken.
kendime gömülürken ben.
dünya yüreğime
katlanamıyordu.
sığınaklar hazırlıyordum
dünün bir öncesi.
dilimdeki kelimeleri
ıslatıyordu dilim.
ıslanırken,
uslanıyordum.
uyku ruhuma dar geliyor,
sen kokan yataklara
sarılıyordum ki
dudaklarımdan düşen şarkı,
sızıp dişlerimin arasından
parmak uçlarıma kadar
yol alıyordu..
hiçbir ses uğramadı
kulak mememden içeri.
dilsiz martılara simit attım.
kalabalıklar içinde
yalnız kalma korkusu
yanaştı usulca sol yanıma.
burnun kaşındı sonra,
gözüm seğirdi.
içim titredi ki
içini yerim dediğim
düştü aklıma.
dudaklarım ıslandı.
ikiye böldüm zamanı.
ama çarpmadım üçle.
bir zeytini emdim.
yemeden önce.
dişledim.
acımadı dişim lakin
doydum akan nehirlerin
ırmakların kadar
suyuna ki
dolandım
sarmaşık gibi köklerine
ve durdum sırılsıklam
kökünün içinde..
gölgen düştü.
ne çok soru sordum.
alıp veremediğim sorulardı
anladım..
avuçladım yüzümü.
başımı almadım
ellerimin arasına
sakallarımda saklandım
birkaç gece.
kapatmadım kapıyı
“asla”
hazırdı ana/her ana
evim.
sana hazırdı ki
aç bırakmadım
saksıda çiçeğini.
hiç tanımadığım
serçeleri besledim
pencere eşiğimde.
parmak uçlarım kadar
ellerim kadar
ellerimden geldiği
kadar ki
dünün bir öncesi
yaşayamadığım sabahları
emanet ettim avuçlarına.
derin nefes aldım.
ciğerlerime dokundu
havan gıdıklandım.
işaret parmağımın
tırnağını yedim.
gülmedim/
tebessüm ettim.
bir sigara daha yaktım
ölümü içimde
hapis etmek için.
ıslık çaldım sonra
hiçbir şey olmamış gibi
içini alarak içime,
yürüdüm.
yürüdüm.
yürüdüm..
senliğe vardım/
esenliğe
sessizliğinde ki
“hissetmek ve yaşamak/
senin parmak uçlarınla
dokunmaktı hayata”..
(...)