sonra ne mi oldu..
bir şiirin derinliğinde,
sırı çözülürken
aynaların.

yürek gardıropuma
katlarken
senli anılarımı.

tutanaksız ifadelerimde,
onca sahibini arayan
kelimelerimle ben,
bir suçlu gibi
varlığımla,
sana mahkümum.


kim bilir belki de sendedir
cevabım ki ben,


düşü/
yordum.

ve incindi
diz kapaklarım

ki sen/
ıslak/ırmak.

yüreğimde bir kor
ve ateşimin içindeki
deli mavi hastalık

tüm hücrelerime
bulaşan.

üşüttümmü, evet.
senden emanet
soluğun çarptı aklıma.

ciğerden ciğere.,
gözden göze
bir hüner

veya
gecenin karanlığında
hırsızlık gibi..

söylesene,
aynalarınn su damlası
lekelerinde
bulunmayan iyot mu
bulaşıyor dudaklarına.

öyle ya,
göğüs kafesinden kurtulan
bir dalga daha çarpıyor
benim aklı yitik
dili bozuk
devrik kayalarıma.
o bildiğin, gözü mağrur
dili mayhoş,
aklı çakır
akşam alacalarıma.

susarak/susayarak,

genişleyen
damarlarımda
A-kan üzümden
şerbet.

göz perdelerimin
içine düşen
mülteci bir nur
alnıma,
omuzlarıma sığınır,
sıcak derin
kuyulara düşen
Yusuf gibi
ıslak ve yağmurdan
sonra sen kokan
toprağımda

gel,

adı kayıp olsun
yüreğimdeki
ayrık otlarının..

çarşafa dolaşırken
harfler,
tenin çıplak mıydı?
onun için mi yapışmıştı
alt dudağının
mavi rengi

sus,

kime anlatıyorum
kime yazıp
kime yazılıyorum
taşların kum dili
bilmediği bir zamANda
harç yetiyor çünkü
donup kalmalarına.

daha çok su/s.

gözlerini kapat şimdi
duvarlarına dayanırken
ben,

çek içine,
bir yağmur dilinde
böyle ıslanır
ormanların yaprakları.
ıslağındayım,
sırılsıklam
dudaklarım.

yaklaş/korkma..

ürperiyor tenin
titriyor bedenin
duyguların
mevsimlenirken
soluğuma
bulaştırıyorsun
tenindeki ıslak teri ki

ben karanlık/
katran ve zifir çağlardan
geçip,
kapılarına dayanıyorum,
dayanıyorum kapılarına
terli
ve alıngan.

sahi,
ağzının boşluklarında
sAkladığın başka dil var mı?

ve kesip kırıklarını
saçlarının,
yastığımın altına
sok avuç içlerini
sırtıma sonra
kürek kemiğimin
arasına dudakların

ben,
ellerim kadar,
yüreğimi alıp
avuçlarıma,

ıslak yamaçlarından,
kaygan patikalarından,
kayarak içine


düşü/
yordum sana..



(...)