8
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
250
Okunma

Senelerin suskunluğunu anlattırma bana
Unuttur hicranımı, hüznümü bir de şarkını
Unuttur bana bulanık güz sabahlarını
Puslu, dumanlı, efkarlı
İçimden bir şarkı geçiyor, mırıldanmak istiyorum
Sensiz mi geçecek bu sonbahar da
Bu sefer yine hayallerimle
Bütün renklerini unuttum mevsimlerin
Şimdi son/baharım
Tuvalimde en güzel resim
Paramparça baharlar ölür gözlerimde
Yorgun bir mektup çalar kapımı bu mevsimde
Mektuplar tek tek birikmiş ellerimde
Bakar gözlerime deniz, deniz ağlamaklı
Ve, sıcak yağmurlara karışmış gözleri
Bir kuş havalanır göç eder bahar bahçelerine
Kurur yediverenlerim tek başına bahçemde
Bir mevsim ki dayanmış kapıma
Sarıda yorgun, kızılda akşam
Mazimden esse de o renkli rüzgarlar
Kapısı çalınır eski bir evin güneyde
Ceplerinde ağustos sıcağı ve gözlerimde
Renkli rüyaları saklıdır bir çocuğun
Artık güz yorgunu yapraklar ağaçlarda
Sağanaklar homurdanır, gökyüzündeki şimşeklerden
Pembe bir kasım akşamı gözlerimden ayrılık dökülür
Oysa ne hayallerim vardı, çocuksu ve masum
Şimdi yalnızlığımı bir de sensizliğimi, giyinip kuşanıyorum
Yüreğimi delik deşik ediyordu, gidişinin bıçakları
Anılarımı depreştiriyor eski radyodaki bir şarkı
Hayal meyal emekliyor bebekliğim
Taş evimizin avlusunda; rüya gibi bir hatırayı
’Öcü, öcü’ derken yerdeki akrebe
Şimdi sinir harpleri içinde geçiyor günler
Elimde kalemler tükeniyor gece yarıları
Hayalimde kol geziyor, bin bir kopuk düşünce ve anı
Toparlamak geliyor, geliyor ama hangi yanı
Bir çizgi çeksem düşüncelerimin çığlığına
Olmuyor... bölüyor uykularımı acılar
Düşman oluyor bana baktığım aynalar
Hangi mevsime uzansam
Ömrüm hep sonbaharda
Günay Koçak
3.11.2025
5.0
100% (15)