Ne derin , ne derin bu çukur,
Arasat yollara, betondan arazilere çıkıyor,
Bu yolun sonu söyleyin hele nereye gidiyor?
Ĵaka beyinden, Süleymanından,
Anlamadım bu dünyanın firavunundan,
Eşyadan medet umanından,
Bu yolun sonu söyleyin hele nereye gidiyor?
Kimin bu dergah-ı deniz?
Kimin bu elleri temiz?
Yüreği külçe külçe altından terhiz,
Boyu boynundan sarkıyor,
Kimin bu yarı tatlı yarı tuzlu deniz?
Avar-ı ala eyler sular ismini,
Yer gök sayıklar cismini,
Değeri bilinmez o yarattığı hissini,
Günahla yüzünü gözünü his yapan kim?
Koca koca avlular,
Duvarlarında adından yankılar,
Kimi hakim ilan edilir,
Kimi hekim ilan edilir,
Bu duvarlara ismini haykıran kim?
Hakime hükmü veren kim?
Şehitlik adında gizli,
Rızana muhafızlarlar dikildi,
Rızanı çiğneyip gönül kıran kim?
Ne kabe kaldı ne kubbe,
Dağ taş üzerinde nice türbe,
El açıp yalvaran kalbe,
İstediğini veren kim?
Yok mahzun bir bebeğin gözyaşı,
Yok kimsesiz kalmışın yası,
Ne ahı kalır, Ne elinde tası,
Onu görüp başına rızık yağdıran kim?
Z.G