HİÇ BİTMEYECEK SANDIĞIMIZ ÖMÜR YOLCULUĞUNA İNCE DOKUNUŞ...
Bir dağsındır kimi zaman,
yamaçlarında çocukların çığlık çığlığa gelincik topladığı, çam ve kekik kokularının birbiriyle kucaklaştığı... Bir koysundur kimi zaman da, kıyılarında irili ufaklı sandalların demir attığı... İyot kokularına karışan dalgaların dev sarhoşluğunda, uyanıverirsin yarına hiç doğmayacağına inandığın... Bir pervanesindir, dönüp durusun, sahte bir ışığın etrafında, ateşin sandığın... Bir yağmursundur, kah sevgilinin camına damladığın, kah kurak bir umuda yağdığın, kimse bilmez çiy tanelerinde, ne hüzünler saklıdır, kasımın ayazında... Bir yolsundur kimi zaman, uçsuz bucaksız, kilometreler sarar yüreğinin duvarlarını, ne aşabildiğin ne vazgeçebildiğin, sonsuza giden bir kulvarda... Görkemli bir ağaç gibidir bazen dalların gökyüzünü saran, bir de bakarsın, kırılıverir çelimsiz kolların, tek bir dokunuşta... Kimsindir nesindir ne kadarsındır, buna asla sen karar veremezsin, senin adına yazılmıştır sensiz kaydedilen nüshalar, kimi zaman yoksundur, siyah kadar karanlığın semalarında, gece gibi, buz keser tüm dünyan, kimi zaman da varolursun aniden, bir ses bir soluk bir renk ya da bir zaman diliminden öylesine sana sunuluveren ufacık anlamsız dedğin bir anda, değişiverir tüm devran... Kimsindir nesindir ya da ne kadarsındır, adını işte o an koyuverir , yaldızlı harflerde kocaman.. NİLGÜN ÇAKICI/ 14.11.2008/17.43 |