KızgınÇatınca sen kaşını, İçtima alanında Sahipsiz kalan tüfekler gibiyim. İçi ateş dolu, Buluşmuşlar fakat. En masumu Kirpiklerinin üstünde senin. Mavi kablo fabrikasının yanındaki Kibrit kutusuna benzeyen Evlerin arkasından, Uzun, çelimsiz, Seyrek sakallar gibi fışkıran Yapma ağaçların arasından, Yürüyorsun sen. Uzaklaşırken hep El sallıyorsun bana. Büktüğünde sen dudağını Çerez tabağında Yalnız kalan leblebiler gibiyim, Küçük esmer bir bademin Etrafını sarmış. Yemekler bozuyorum sana. Yapayım derken inatla Affedersin diye belki beni. Evimin mavi boyası, İkizi ruhumun. Sen yokken Farkında değildim Nerede durduğumun. Şimdi farkındayım nerede durmayacağımın. |