Ruh İkiziSaat yirmi altı geçiyor sekizi. Selim Bey’le ruh ikizi, Birbirlerinden haberleri olmadan, İki farklı yarımkürede, İki farklı parkta, İçiyorlar sigaralarını. Üşüyorlar, Düşünüyorlar Birbirlerini. Aynı dili bilmiyorlar. Yaşları da aynı değil. Selim Bey otuz üçünde, Maida yeni bitirdi on sekizi. Şimdi, Saat otuz dokuz geçiyor sekizi. Renkleri başka. Dinleri başka. Ancak İhtiyaçları var aşka. Ararlar ama Bulamazlar birbirlerini. Selim ile Maida, Yalnızca Geceleri buluşurlar Rüyada. Başka seslerle ama. Suretleri de başka. Farklı yataklarda uyuyup Aynı yatakta buluşurlar Uykuda. Ayrı yataklarda uyanırlar ama. Maida yatağı toplar, Selim traş olur banyoda. ……..... Maida, Mümkün değil Anlatamazsınız güzelliğini Kelimelerle. Dokunmak için Ömrünüzü verirsiniz Ellerine. Siyah saçlarına Yakamoz vurur Dolunay gecelerinde. Kocaman gözlerine bakamazsınız. Kara gözlerini görseniz, İnanamazsınız. Küçük ayaklarıyla dolaşır. Akşam, sabah Selim’in rüyalarında. Selim, Sıradan bir adam. Maida görse beğenmez, Konuşsa dinlemez, Bilse ruh ikizi olduğunu, Bilemez... Yüzüne bakmaz. Elini ellemez. ........... Maida bir gün Mavi yeşil bayraklı Bir uçağa binecek. Lizbon’da inecek Aynı denize bakacaklar Selim Bey’le. Ancak En fazla bin kilometre Yaklaşabilecekler birbirlerine. ........... Maida kahve yapıyor Mutfakta. Selim kitap okuyor Koltukta. 1/15.000.000 ölçekli haritada, Aralarında sekiz santimetre var sadece. Selim ile Maida Ruh ikizi ve Dünya yaratılalı beri, Hiç bu kadar Yakın olmamıştı, İki ruh ikizi Birbirlerine. .......... Saat hiçbir şeyi Hiçbir şey geçmiyor. t.b. ( Bu şiirin ilham kaynağı ömrümün yarısına yakınını paylaştığım arkadaşım Serkan Akkılıç’tır. Yaşadıkları ile değil ama. Bu kelimeleri sık sık üstüne basa basa kullanırdı.) |