0
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
246
Okunma
Korkularımın ana dili
kurt pençelerinde lime lime edilmiş.
Her taşın altında fikri cüce adamlar yatar,
her gölgenin içinde unutulmuş bir kabalık
Ama ben içime öfke sahibiyim
Çünkü gecenin bütün ayıplarını örten karanlığa karşı
benim elimde yalnızca bir dokunuş vardır:
fazlası, teni yakan küskün bir ateş olur.
Gökyüzü yüzülür ince gri renklerden,
dağların gövdesi çatlar,
deniz kabarıp şehri yutmak ister.
Ben hâlâ ,
elimde yalnızca kalbimin sesiyle dururum.
Ve bilirim,
her düşen yıldızın ardından bir yara daha
Ama her yaradan
yeni bir kör bıçak izi doğar.
Ben ki, o onunla ışıklaşmadan dönen
gök şiltesiyim, iki renk arası;
ona bir hal, ‘kırık yananı’ diyelim.
Sevmek—en keskin kılıç bazen,
bazen de ansızın belini koparacak bir zincir,
boğazına dolanan.
Ama başka yol bilmem.
sevmek benim tek bahanem,
tek yeminim, tek sürgünüm,
tek yar, tekliğim.
Neyleyim…
Atılmışım kendi kalbimde.
Gerideki ayak sesleri
ilerideki ayak sesleri
Karanlığın içinde saklanan bütün yüzler
tek tek üstüme yürür;
Son halim
Tanrısını başkalaştıran bir acının
tek acıyanı yine kendi günahları olurken,
sahi, benim kalbimi kim yürüttü bedenimde?
Versin de öyle gideyim…
Öyle gideyim.
su yeşil gözlerden....
28-09-2025
İST
5.0
100% (3)