Ve seninle tanışmaya hazırdım!
...
...
Sandıktan çıkardım çocukluğumu
Ve ne varsa yaşamaya dair...

Heyecanımı buldum gömleğimin cebinde
Gözlerimin içine baktı bir süre
Bakıştık
Kucaklaştık
Barıştık...

Sökülmüş heveslerimi dikti annem
Tane tane
Üşümesin diye yüreğim,
Bol umutlu mavi bir kazak ördü
Giyindim
El emeğini,
Göz nurunu annemin
Çok da yakıştı!
Umut işte, her yüreğe yakışır...
...

Dışarıda çocuklar vardı,
Yüzleri bedavaya gül dağıtan,
Kır çiçekleri gibi güzel kokan
Rengarenk çocuklar...

Ney’i rüzgâra üfletti bir çocuk
Toprağı emzirdi yağmurun memesinden biri
Diğeri, göğü öpüştürdü bir uçurtmayla
Yorulmuş bisikletini dinlendirdi kumral kız
Üşümüş misketini avucunda ısıttı esmer oğlan..

Kirpiklerimden süzüldü bir kaç mutlu mesut yağmur tanesi
Yüzüm güleçti
Ve yüreğim de...
Sıcacıktı ellerim umudun ellerinde
Sıcacıktı Eylül
Ah sevgi ne muazzam şeydi
Sevilmek, dünyayı yeniden keşfetmek gibi...

Anladım ki,
Herkesin mevsimi başka başkadır
Aşkın olduğu gibi
Dışarıda,
Sonbahar bütün ağaçlara sarışın yârdı
İçimde boylu poslu, ılık ılık, yemyeşil
Esmer ilkbahar vardı...

Ve seninle yaşlanmaya hazırdım!

Hadi gel bir türkününün denizinde yüzelim
Dağına tırmanalım bir şiirin
Bir nihavend şarkının vadisinde koşalım el ele
Bir öykünün barakasında kalalım bir gece
Dudak dudağa...
Küs yıldızları barıştıralım
Ve ayı güneşe aşık edelim
Adını bilmediğimiz ülkelerde
Hiç tanımadığımız aşıklara mektuplar yazalım
Aşka ağlayalım
Aşka gülelim...

Ve ben seninle ölmeye hazırım!
...
...

24.09.2025

S.U.

Serkan Uçar