0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
96
Okunma
Ruhum göğe doğru teslim olurken,
Taş sokakları arşınlıyorum
Kiremit çatılar, sabahın ilk nûrunda titriyor
Sokak lambaları melodilerini fısıldıyor
Ve Ada, uzakta, dalgaların koynunda beni bekliyor
Sandalım limana bağlanmış, yosun tutmuş
Küçük bir han kapısı aralık,rüzgâr uğultusu doluyor avludan
Her taşın arasında bir geçmiş yankısı saklı
Parmaklarımda martı tuzu, gözlerimde hafif pus,
İncir ağaçları hâlâ gölgelerini dar sokağa bırakıyor
Dar bir arastada, çeşmelerin su sesi
Eski mahzenlerin taş duvarlarını öpüyor
Ve ben, çınarın gölgesinde bir rüya yürütüyorum
Her köşe başı, unutulmuş bir hikâye fısıldıyor
Yalıların pencere pervazlarında günün nuru kırılıyor
Kim söylüyor bunu...rüzgarmı,deniz mi ?
Ve martılar, yıpranmış çatılardan süzülürken
Gözleri keskin, kanatları cömert
Deniz, bütün sırlarını saklıyor Ada’nın koyunda
Her dalga, eski İstanbul’un nefesini taşır gibi
Yalnızlık,
Ve sokaklar
Gecenin koynunda suskun
Burnumda tuz, taş ve ahşap kokusu
Ve güneş, minarelerin üzerinden ağır ağır yükseliyor
Kıbleye dönmüş kubbelerin altında
5.0
100% (2)