MUTLULUK İÇİMİZDEŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ne günlük koşuşturmacalar,
ne işyerindeki sorunlar, ne ödenecek faturlar, ne sevdiklerimizle yaşadığımız olumsuzluklar ne de sağlık sorunlarınız bir an olsun yüzünüzde bir tebessüm olmaya çalıştım... gününüz veya geceniz güzel olsun, gönlünüz hep gülsün, her zor anınızda bir güzellik aklınıza getirmeyi unutmayın... Abidin Dino’nun bu keyifli resminide paylaşmak istedim... mutluluk aranmaz çünkü o içimizde .... 10 Kasım yüce Atamıza saygımızı ve sevgimizi sunmak için özel bir gün, huzur içinde yat Atam bizler senin yolundayız... aynı zamanda bugün sevgili zerre’nin doğum günü ve bu şiiri ona İthafen eklemek istedim.. nıce senelere sağlıkla, mutlulukla..hep birlikte ... yüreğinden sevgi eksik olmasın, iyilik herzaman yanınızda olsun... güzel yüreğinden çok şey kaptım ve bu zamana kadar ki paylaşımların için çok teşekkür ederim... iyiki varsın, merhum annenizi de hürmetle anıyorum sizin gibi insanlık savunucusu birini dünyaya getirdiği için... sevgim sonsuz... Mutluluk aranmaz … bulunmaz da Yaşanır düşünmeden öylesine Bırakılır beden ılık bir nehire Mutluluğun tarifini vereyim mi size? Derin derin bir nefes çekin önce Dikin gözlerinizi sonra masmavi semaya Fırlatın bakışlarınızı bembeyaz bulutlara (grileşmeden) Kartallarla paylaştığınız gökyüzüne Martılarla dans ettiğiniz mavi denize Saklambaç oynadığınız yemyeşil bodurlara Selam söyleyin mutluluk adına Adını koyamadığınız, buram buram toprak kokan İyot kokan, aşk kokan O nefis havayı çekin içinize bir daha, bir daha, bir daha Mutlulukla randevulaşın herhangi bir köşebaşında Beyaz bir gül takın yakanıza Sakın geç kalmayın, ertelemeyin mutluluğunuzu Kahkahalar atın hayata, inadına, inadına, nispet yaparcasına İçinizde mezat salonu kurun Kalbinizden binlerce kelebek uçurun Midenizde sirk kurun filler koşturun Ruhunuzda nergis demetleri Altı su alan Herby’niz Çocukluğunuzun geçtiği evin arka bahçesine gidin Saklambaç oynayın kendinizle Sevinin sobeleyin kendinizi, bir ikizinizi Hem ebe olun, hem mutluluğa gebe ki Kendiniz doğurun bebeği Uçurtmalar kaçırın güneşe Balonlarınız kovalasın kuşları Peşi sıra isli camdan bakın koca parlak kırmızı topa Kafa atın akasya ağacının alt dallarına Hortumla ıslatın birbirinizi baştan aşağı Zinciri atmış bisikletten yağdan eldiven yapın bileklerinize kadar Belki bir daha o eldivenleri giymek için çok geç Kim bilir... Elinize geçirdiyseniz de sakın bırakmayın Mutluluğa yakasından yapışın sıkı sıkı Avucunuzu çok açarsanız kaçacak gibi Çok sıkarsanız ölecek gibi Yani kelebek gibi,benim gibi Ama yine de uçup gitmesindense Sıkın avucunuzu ki kaçamasın Asılın kanadına şen kuşların Güneş babanın faytonunu ödünç alın Hediye dağıtın yoksul çocuklara Çiçekler saçın mutsuz sokaklara Kocaman gülümsesin ara yollar Yansın pırıl pırıl lambalar Altında genç aşıklar öpüşsün Banklarında ihtiyarlar kucaklaşsın Sözler ve gözler anlamını kaybetsin Mutluluk parlaklığında Avuç avuç saçın sevgiyi Mutluluğu tarif edebilir misiniz bana Ben edemem yaşarım Hissederim Coşarım kabuğuma sığamam, sığışamam... Bulutları görünce yağmur için Kuşları görünce mevsim için sevinirim Aşkın kokusunu duyunca da kendim için Duyabilince sesini müziğin Dans eder pabuçlarım durduramam Durdurmam Ritim tutarım ellerim patlayana kadar ... Ve hâlâ aşka inandığımca inanırım sonsuz Yaşabildiğimce yaşarım Kovalayabildiğimce kovalarım Ta ki yorgun düşüp dizlerimin üstüne çökünce Sıkı sıkı yapışmışız bir kere bırakmam Siz de bırakmayın Mutluluk elimizde Mutluluk içimizde… ne neşeli bir barda ,ne romantİk bir parkta, ne de lüks bir restoranda... mutluluk sana en yakın olduğum anda... Z/S |