0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
85
Okunma
bir zamanlar ihtimallerim vardı
ufak tefek ihtimaller
kimisi bir kitap sayfasının arasına gizlenmişti
kimisi sabaha kadar süren konuşmalara
kimisi de bir otobüs biletine yazılmıştı
ama hepsi teker teker atladı pencerelerden
kimisi üçüncü kattan düştü
kimisi daha yükseğe çıkmayı denedi
ama sonunda hepsi
ölümü seçti
ben ise kaldım burada
yaşamakla yaşamamak arasında
sanki onların cenazesinde tek misafir gibi
çünkü başka kimse uğramıyor ihtimallerin mezarına
herkes yenilerini bulmuş kendine
ben eskilerini ziyaret ediyorum hâlâ
Adını fısıldıyor bazen rüzgâr
“insan kendini öldürürken aslında
içindeki fazla hayatı susturur” diyor sanki
ben de susuyorum
çünkü onun kadar cesur olamadım
çünkü ihtimallerimi gömdüm ama
kendimi gömecek toprağı bulamadım
mezarlıkta dolaşıyorum
hepsi ölü
hepsi soğuk
ve ben hâlâ başlarında sigara yakıyorum
sanki dirileceklerine inanıyormuşum gibi
ironik olan şu ki
hiçbir ihtimalin cesedi yok aslında
sadece boş taşlar, boş yazılar
ama ben inanıyorum ölüsüne
çünkü yaşarken zaten doğmamışlardı
şimdi düşünüyorum
belki de bütün ihtimaller intihar etmedi
belki de ben onları öldürdüm
ama suçunu itiraf edemedim kendime
mezarlıkta geziniyor olmamın sebebi de bu zaten
çünkü ölüler geri gelmez
ama ihtimaller belki dönebilir
dönmesin diye bekliyorum.