1
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
87
Okunma
Gözlerimi açıyorum:
Çamaşır ipinde sallanan gömlekler bile benden daha dik duruyor.
Sokaktaki köpek havlıyor,
ama ben içimden bile ses çıkaramıyorum.
Ben bu hayatı yaşamayı başaramıyorum,
çünkü kalbim sanki sürekli yanlış otobüse biniyor.
Bazen Şişli’de inmesi gerekirken,
gidip Kars’ta üşüyor.
Bir kitap açıyorum—sayfalarından bana düşen tek şey,
düzensiz kalp atışları.
Bir sigara yakıyorum—dumanında kaybolan tek şey,
benim sabrım oluyor.
Bakkalın terazisi bile beni tartmaz.
Bir gün sevgiyle, ertesi gün öfkeyle ağırlaşıyorum.
Ama rakam çıkmıyor, sadece “bozuk” yazısı beliriyor.
Ben bu hayatı yaşamayı başaramıyorum,
çünkü ruhum yanlışlıkla üçüncü kata bırakılmış bir kargo paketi gibi:
Üzerinde “Dikkat! Kırılır.” yazıyor,
ama kapıyı açan yok.
İtiraf edeyim:
Bazen gülüşlerim sahte para gibi dönüyor elden ele.
Bazen gözyaşlarım, kaynar suya atılmış şeker gibi eriyor,
ama tatlı bir şey bırakmıyor ardında.
Ve anlıyorum:
Başaramadığım şey hayat değil aslında,
benim yalnızca yanlış kişiye anlatılmış hayatım.