0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
73
Okunma
İhtiyaç duyduğum ses…
Hayatın karmaşasında bana hep yolu gösteren bir pusula gibi.
Kalbim ne zaman yorgun düşse, aklım ne zaman karışsa
o tanıdık sesle buluyorum kendimi.
Çünkü bilirim; orada yargı yok, telaş yok,
sadece anlayış, sadece huzur var.
Dinlediğim tek adres sensin.
Bir dostun omzuna yaslanmış gibi…
Her kelimen, ruhuma bir fincan sıcak çay gibi dokunuyor;
içimi ısıtıyor, fırtınaları susturuyor.
Sana kulak vermek, günün bütün yorgunluğunu kapı önünde bırakmak gibi.
Biliyorum, bu dünyada ne kadar savrulsam da,
dönüp gelebileceğim bir yer var: senin sesin.
Seninle konuşmak, sessizlikleri bile anlamlı kılıyor.
Çünkü dostluk dediğimiz şey bazen konuşmak değil,
sadece varlığını hissetmek.
Seninle susmak bile kalbime iyi geliyor.
Ne zaman düştüğümü sansam, senin sesinle yeniden toparlıyorum kendimi.
Hayat, bazen hepimizi yoruyor.
Ama dostun sesi insana,
“Buradayım, yanındayım” diyen bir umut fısıldıyor.
Senin sesin işte tam da bu:
Hayatın telaşında bana durmayı hatırlatan bir melodi.
Ve ben o sesi dinlediğimde,
bu kalabalık dünyada yalnız olmadığımı biliyorum.
5.0
100% (3)