1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
177
Okunma
Issız sokaklarda yürüyorum,
Her köşe başı sensizliğin imzası,
Her adımda bir çığlık yankılanıyor içimde.
Kalsaydın…
Kalsaydın da bu sessizlik, bu karanlık
Ruhumun üzerine örtülmeseydi.
Çıkaramadım seni içimden,
Özlüyorum hâlâ,
Geceye her baktığımda
Gözlerin düşüyor gözlerime.
Bu gün yine sustum,
Dilime değil, kalbime söyledim:
“Sen sus… sus da acımasın kelimelerim sana.”
Yarın…
Yarın sadece kalan bir beden olacağım,
Ruhum kimsesiz sabahlara uyanırken.
Üzerimde aşkın gölgesi,
Yalnızlığın soğuk nefesiyle dolaşıyorum.
Giymek istemediğim bu hüzün,
Her sabah omuzlarıma yükleniyor.
Gitmek mi kurtarır beni?
Dönmek mi seni geri getirir?
Unutmak mı acıyı siler,
Yoksa unutmayı dilemek mi sadece avutur?
Ben bilmiyorum…
Sadece bildiğim,
Kimsesizliğimin çığlığında kaybolduğum.
Gece bazen öyle sessiz ki,
Bir fısıltı kadar duyuluyor kalbimin kırıkları.
Bazen de öyle gürültülü ki,
Ruhumda yankılanan adımlarını sanıyorum.
Ve yine yürüyorum…
Issız sokaklarda,
Senin hayalini taşıyarak her köşe başında.
Belki dönersin,
Belki bir gün aynı sabaha uyanırız diye
Temenniler bırakıyorum gökyüzüne.
Ama yıldızlar susuyor,
Ay saklıyor yüzünü,
Ve ben yalnızca gecenin kucağına sığınıyorum.
Bu kalp,
Sana giydirdiğim tüm kelimelerle dolu.
Gitmekle kalmak arasında sıkışan,
Unutmakla hatırlamak arasında çırpınan bir kalp…
Ve hâlâ bekleyen, hâlâ özleyen,
Hâlâ kimsesizliğin çığlığıyla yaşayan bir kalp…
Eğer bir gün geri dönersen,
Bil ki aynı sokaklarda yürüyor olacağım.
Eğer dönmezsen…
Beni hatırla yalnızlığın en sessiz anında.
Çünkü ben,
Ne giderim, ne dönerim,
Ne unuturum, ne vazgeçerim.
Ben sadece…
Kimsesizliğimin çığlığında seni beklerim.
ZAMAN TÜNELI
02.09.2025
5.0
100% (3)