bugün sabah erkenden, bizim Özcan Hoca ile karşılaştık, tokalaşmak için elimi uzattım. eli cebindeydi muhteremin...
bir türlü çıkaramadı elini, benimse, elim havada kaldı.. neden sonra, bir "cırt" sesini müteakiben, çıkarabildi elini cebinden!
dedim "hayırdır hocam, çıkmadı bir türlü eliniz oradan!" bir anlık tereddütten sonra, hem tokalaştı, hem de, "yüzük takıldı hocam" dedi....
kendi elime baktım sonra, yüzüğümü takmayı unutmuşum.. bizim hanım duyarsa yandım, aramızda kalsın da, hep evde unuturum, huyum kurusun!
gerçi, ağırlık yapıyor, dar geliyor, alerjiye sebep oluyor diye, çıkarmıştım bayramdan önce... bahane bol olunca, insan rahat oluyor yani..
düşündüm de, hiçbir argüman, özgürlüğü kısıtlayamaz yüzük kadar! evlilik altı yılı geçti mi, ağırlık yapar! hem, parmaktaki altın kelepçeye ne gerek var?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kanun ve Yüzük... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kanun ve Yüzük... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.