0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
144
Okunma
Akşam esti, ılık bir rüzgâr,
İsmini savurarak fısıldadı kulağıma.
Kalbim bir anda karıştı kendine,
Gittiğine inanmak gelmedi aklıma.
Sen şimdi... bilinmez uzaklardasın,
Belki bir deniz kenarında dalgın,
Belki bir şehrin suskun hatıralarında...
Bense kendi içimde kaybolmuş bir yalnızım.
Adını anmayı özledim sessizce,
Nazlı... sensiz geçmiyor tek bir dakika.
Ruhumda yankılanmıyor artık ne sevinç ne sükûn,
Her gün biraz daha siliniyor hayatın rengi.
Kahverengi gözlerin geliyor aklıma —
Göz değil, bir uçurumdu sanki onlar.
İçine düştüm, düşerken sustum,
Yere varmadan öldüm ben o bakışlarda.
Sensiz alınan her nefes
Bir suç gibi, bir ceza gibi ciğerimde.
Ah Nazlı… sensiz ben neyim ki zaten?
Duygusuz bir şarkının susturulmuş nakaratı...
Yürüdüğün yolları ezberledim gecelerce,
Gölgenle konuşurken unuttum kendi sesimi.
Ne bir veda tamdı, ne de bir kavuşma ihtimali,
Adın kaldı sadece — içimi delen sessizliğin içinde
Bir kere daha görsem seni uzaktan,
Bir çay buğusundan bile saklarım seni.
Kimse bilmesin diye içimi yakanı,
Kendimden bile kıskanırım gözlerini
5.0
100% (2)