Vatanı Susturanlar İçin
Uyan ey güzel ülkem,
Sana ninniler değil,
Kör kurşunlar söyleniyor bu gece.
Bir annenin yüreği daha parçalanıyor,
Bir çocuk daha mezar başında büyüyor.
Bir millet daha sessizliğe gömülüyor,
Ve bu suskunluk,
Çığlıktan daha keskin vuruyor.
Ay yıldızlı bayrağın gölgesinde
Kirli pazarlıklar kurulmuş sofralara.
Vatan diyene hain,
Hain diyene koltuk verilmiş!
Kim sevdi bu toprağı gerçekten,
Kim sattı gözümüzün içine baka baka?
Gökyüzü bile siyaset kokuyor artık,
Bulutlar bile kutuplaşmış.
Yağmur bile birilerini ıslatmıyor,
Bir yan kuraklıkta,
Diğer yan yalanla sulanıyor!
Siz misiniz o koltukta vatanı savunduğunu iddia eden?
Şehidin kanını pazarlık masasına süren,
Adaleti susturup saraya mühürleyen,
Vicdanı unutan, ahlâkı rafa kaldıran siz misiniz?
Ankara’nın duvarları bile kan terliyor artık,
Çünkü siz adaletin sesini susturduğunuzda,
Sokaklar ağladı!
Bir çocuğun bayramlık hayali,
Zamla, zulümle boğuldu!
Bir annenin ocağına ateş düştü,
Siz “normalleşiyoruz” dediniz!
Her gün bir enkaz kaldırılıyor bu topraklarda.
Bir umut, bir hak, bir insanlık…
Ve her enkazın altında siz varsınız,
Siz ve sizin kibirle büyüttüğünüz sessizlik!
Ey Saray iktidarı!
Sizin aynalarınız var mı?
Yüzünüze bakabiliyor musunuz her sabah,
Yoksa utanç, sizin de gözlerinizi kararttı mı?
Her şey rakam değil beyler!
Bir insanın onuru,
Bir gencin hayali,
Bir annenin duası,
Bir emeklinin sofrası,
Bir çocuğun okulu,
Bir memurun umudu…
Bunlar istatistik değil!
Sizi artık alkışlayanlar değil,
Lanetiyle susturulanlar konuşuyor.
Sustu sanılan halk,
Gök gürültüsü gibi geliyor!
Ve biz gençlik olarak buradayız:
Korkmuyoruz,
Susmuyoruz,
Yalnız değiliz!
Biz o şehidin kardeşiyiz,
Biz o öğretmenin son öğrencisiyiz,
Biz, bu toprağın çocuklarıyız!
Ve biz soruyoruz:
Bu vatanı bölen siz misiniz?
Bu halkı ezen siz misiniz?
Bu gençliği kaybeden siz misiniz?
Bugün susarsak,
Yarın bu toprak dile gelir.
Bugün görmezden gelirsek,
Yarın tarih utanır!
Biz yazıyoruz şimdi bu destanı,
Mürekkebi öfkemiz,
Satırı direnişimiz,
Başı onurumuz!
Gün gelir devran döner,
Ve o gün,
Vicdanı olanlarla olmayanlar ayrılır birbirinden.