0
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
173
Okunma
Sahilde, bir bankta otururken,
Hazar martısı geçti, gözlerimin önünden.
Yakınlardaki deniz fenerinin üstüne kondu.
Oradan, yeni demiralan
Bir vapurun peşine takıldı.
Bir simit parçasının peşinde, sanırım.
Simitte yirmi lira,
Fakir için altın değerinde.
Kendi fakir gönlü zengin baba,
Bir simit almış, paylaşıyor oğluyla.
Büyük parça oğlana, küçük parça kendine.
Ya martıya, martı da aç!
"Gak" diyor, martı.
Oğlan da, babasının oğlu, zengin gönüllü
Payına düşenden bir parçayı
Koparıp attı, martıya.
Havada bir parende atıp
Simit parçasını kaptı martı,
Kaptığı ile yuttuğu bir oldu.
Martı çok mutluydu...
Teşekkür eder gibi,
"Gak, gak" diyerek martı
Oradan uzaklaştı.
Cahit Fıkırkoca
01.06.2025, Üsküdar/İstanbul