4
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
201
Okunma
Bir defter yağrağı, rastgele çevrilmeyen,çabucak geçilmeyen,
hep bir yanı eksik yarım kalan hikaye,
sessizliğin üstüne yazılmış bir çığlık.
Ne yana dönse kırık bir gülüş,adı unutulmamış bir sızı,her mısrası gizli bir sen’le biten.
Kalple dil arası bir dua ne üşüten nede ısıtan,ne başa dönebilen ne sonu gelen.
dördüncü cemre nin güzel yorumu
defter yaprağına düşen
son damla mürekkeptin
geceyi buruşturup cebime attım
sözlerin kırık bir aynaydı
konuştukça kesildim
sessizlikten dikiş diktim yaralarıma
her susuşun ipliğiyle
her bakışın iğnesiyle
kendime yamandım usulca
hep biraz eksik,hep biraz sen eksik
bir sokak lambası gibi titredim durdum
rüzgârda unutulmuş bir ezgi gibi
içimde söylenmeyen her şey
paslı bir zilden düşüyordu geceye
bir duvar saati gibi
geç kaldım sana
her tik bir pişmanlık
her tak bir anı
zamanın nabzı boğazımda atarken
sözcükler düğüm düğüm sustu dilimde
üşüyen harflerle yazdım seni
elimdeki kalem değil kalbimdi aslında
her hecede bir sızı,her satırda bir iz
yani bu şiir
seninle kanayan bir sessizlik
gözlerin uzak bir yıldız gibi
bakıp da varamadığım
bir düşten arta kalan ışık belki
ya da kendime bile
söyleyemediğim bir dilek
kaldırımlar ezberimde
adımların yok
gölgen bile uğramaz oldu pencereme
bir şarkı çalıyor içimde
hep aynı nakarat
"sensizlik, sensizlik, sensizlik"
sana yazdığım her şiir
bir eksilme
biraz daha susuyorum
her dizede
biraz daha kayboluyorum kendimde
sanki sen varsın da ben yokum artık
yani bu defter yaprağı
sana açılmış bir yara gibi
katlayıp katlayıp içimde saklıyorum
açıldıkça kanıyor
okundukça susuyor
rüzgârın savurduğu
senden geriye bir fısıltı kaldı
bir "keşke" belki
adın..
defterin en son sayfasına düştü
bir daha okunmasın diye sessizce
sevay
5.0
100% (10)