0
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
225
Okunma

Hiçbir yol,
Kendini senden uzağa taşımaz.
Gittiğin her yer,
Biraz sustuklarınla,
Biraz da unutmak istediklerinle konuşur.
Aynalardan geçerken
Bir yabancı gibi kayarsın,
Gözlerin sende değildir artık,
İçinde kalmış bakışların izini ararsın.
Yol uzar, adın eksilir.
Bir şiirin ortasında unutulmuş bir mısra gibi
Ne tam, ne eksiksin.
Adımların, ezberlenmiş bir kaçış biçimi;
Her taş, senden önce susmuş bir söz gibi
Önüne düşer, ağzını kapatır.
Sanırsın ki uzaklık,
Bir sığınaktır tenhalığa benzeyen.
Oysa en kalabalık yalnızlıklar
Kendi sesine tahammül edemediğin
O akşamlarda büyür.
Sonra bir sabah,
Adını çağıran bir koku,
Eski bir perdeyi savuran rüzgâr,
Çatlamış bir duvarın kıyısında
Çocukluğundan kalan bir gölge
Çeker seni geri.
İşte o an,
Dönmek artık bir ihtimal değil,
Bir zarurettir.
Çünkü insan,
En çok döndüğü yerde tamamlanır:
Kırıldığı sofrada,
Suskunlaştığı kelimede,
Unutmak isterken büyüttüğü sessizlikte.
Ve anlarsın:
Gitmek bir biçim,
Dönmek bir özdür.
Gitmekte gurur,
Dönmekte hakikat saklıdır.
5.0
100% (4)