Telefonun Getirdiği Resimbir dostun yanından ayrılmış çayının sıcaklığı daha terk etmemişti ki parmaklarımı telefonum çaldı.. açtığımda anıların ardında kalan bir ses.. dost sana ihtiyacım var hemen gel...ne olur çabuk gel bana bıraktığı yağmurları alıp güvercinlerin kanadına tutunup düştüm terminalin kapısına bileti aldım...yarim saat var daha ama anılar çoktan hücum etmişti us’uma savrulurken resimler arasında otobüs yanaştı. anılar... benden önce oturdu koltuğa ESKİŞEHİR’e vardığımda bekleme salonun en sonun da bir tabureye oturur buldum Cenneti ve meyvesi Elif’i. Elif gözlerinde anlayamamanın anlamsız bakışıyla fırtınaya tutulmuş dal gibi sallanan kollarını sardı boynuma yüreğim Filistin... öpüyorum saçlarını o an gözlerini alıp omuzumdan gözlerime bırakıyor bir tebessüm atıyorum kanayan tarafımı saklayarak merhaba Elif..seni çok özlemişim diyemeden babam anneme vurdu annem hep ağlıyor biliyor musun biz götürecek misin... sanki.. nemrut geldi dişlerime oturdu açamadım ağzımı yüzümü Elif’ten alıp Özleme çevirdim gözlerimi DİYARBAKIR-a gelen gecenin hüznü DERSİMİN kanayan yüreği SİVAS’ın madımak oteli depremle sarsılan SAKARYA şehrinin enkazı gibiydi sustum... hasar tespiti yapmak istercesine sustum sonra bir kelebeğe dokunurcasına başına dokundum. başını göğsüme dayadı canım çok yanıyor Kenan.. geçecek... geçecek canım diyebilmeyi nasıl isterdim ama bilirdim ki izi hep kanayacak yarın güneş senin ve Elif için doğacak bugün ki gibi canınızı yakmaz diyemem...yakar da diyemem öptüm kirpiklerini yaşları buz kıracağı yüreğim... tuttum kolundan utancı sağ yanıma Özlemi ve Elif’i sol yanıma alarak ve.. terminalin duvarlarına toz duman arasında gülen bir çocuğun resmini asarak özlemin ardın da ne bıraktığını yanında neleri götürdüğünü bilmeden bildiğim... yaşadığı sürece yüreğinde buzul rüzgarlarını iliklerin de hisseden toz duman arasında özünü yitirmiş bir alyansın resmini gözünün usun da hep taşıyacak bir çocuk...ve Cennetin de Cehennemi yaşayan bir ruhdu yürek malizime yüklediğim. |
Derin dehlizde sürpriz söylemleri koşar soluğu kesilmeden.
İvmesi, debisi yüksektir.
Bu şiirde fırtına ardı sakinliğiyle başlıyor.
Birden gürlüyor.
Nerede mi?
"
yüreğim Filistin...
öpüyorum saçlarını
o an gözlerini alıp omuzumdan
gözlerime bırakıyor
bir tebessüm atıyorum kanayan tarafımı
saklayarak
merhaba Elif..seni çok özlemişim diyemeden
babam anneme vurdu
annem hep ağlıyor biliyor musun
biz götürecek misin..."
Ve sonrasında.
Keman sakindi. Sonra talimatını veriyor.
Her birden gürlemeye başlıyor Ravel Bolerosu'nun son ritmleri gibi.
Yağmur duruyor.
Kuşlar yeniden uçuyor, yapraklardan sular damlıyor sonra.
Gözünde görülmeyen gözyaşı.