2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1122
Okunma
bir dostun yanından ayrılmış
çayının sıcaklığı daha terk etmemişti ki
parmaklarımı telefonum çaldı..
açtığımda
anıların ardında kalan bir ses..
dost sana ihtiyacım var
hemen gel...ne olur çabuk gel
bana bıraktığı yağmurları alıp
güvercinlerin kanadına tutunup
düştüm terminalin kapısına
bileti aldım...yarim saat var daha
ama anılar çoktan hücum etmişti us’uma
savrulurken resimler arasında
otobüs yanaştı.
anılar...
benden önce oturdu koltuğa
ESKİŞEHİR’e vardığımda
bekleme salonun en sonun da
bir tabureye oturur buldum
Cenneti ve meyvesi Elif’i.
Elif gözlerinde anlayamamanın
anlamsız bakışıyla
fırtınaya tutulmuş dal gibi
sallanan kollarını sardı boynuma
yüreğim Filistin...
öpüyorum saçlarını
o an gözlerini alıp omuzumdan
gözlerime bırakıyor
bir tebessüm atıyorum kanayan tarafımı
saklayarak
merhaba Elif..seni çok özlemişim diyemeden
babam anneme vurdu
annem hep ağlıyor biliyor musun
biz götürecek misin...
sanki..
nemrut geldi dişlerime oturdu
açamadım ağzımı
yüzümü Elif’ten alıp
Özleme çevirdim gözlerimi
DİYARBAKIR-a gelen gecenin hüznü
DERSİMİN kanayan yüreği
SİVAS’ın madımak oteli
depremle sarsılan
SAKARYA şehrinin enkazı gibiydi
sustum...
hasar tespiti yapmak istercesine
sustum
sonra bir kelebeğe dokunurcasına
başına dokundum.
başını göğsüme dayadı
canım çok yanıyor Kenan..
geçecek...
geçecek canım diyebilmeyi nasıl isterdim
ama bilirdim ki izi hep kanayacak
yarın güneş senin ve Elif için doğacak
bugün ki gibi
canınızı yakmaz diyemem...yakar da diyemem
öptüm kirpiklerini
yaşları buz kıracağı
yüreğim...
tuttum kolundan
utancı sağ yanıma
Özlemi ve Elif’i
sol yanıma alarak
ve..
terminalin duvarlarına
toz duman arasında gülen
bir çocuğun resmini asarak
özlemin ardın da ne bıraktığını
yanında neleri götürdüğünü bilmeden
bildiğim...
yaşadığı sürece
yüreğinde buzul rüzgarlarını
iliklerin de hisseden
toz duman arasında
özünü yitirmiş bir alyansın resmini
gözünün usun da hep taşıyacak
bir çocuk...ve
Cennetin de Cehennemi yaşayan
bir ruhdu yürek malizime yüklediğim.
5.0
100% (1)