2
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
249
Okunma

Kına Gecesi Göğsüme Gömüldü sevdiğim
Sakince yağan bir eylül yağmuruydu o gün.
Avuç içi kadar bir şehir, ama yürek büyüklüğünde bir sevdaları vardı.
İki deli… iki büyük yürek…
Kalabalıklarda birbirlerine sadece fısıltıyla yemin etmişlerdi:
“Hayat yol olsun, yürürüz… Ölüm, kapıysa beraber çalarız.”
Kına günüydü.
O, kına yakılan eline ilk kez duvak değdirecekti.
Kızılcık şerbeti soğumamıştı daha.
Gel gelelim, saat durmuştu.
Bir kavşakta çığlık gibi patlayan fren sesi,
hayatla arasına bir asfalt boyu suskunluk koydu.
O günden sonra kız, hep sol yanında taşıdı onun adını.
Söylemedi. Ağlamadı.
Sadece her yağmurda içinden bir “evet” geçti.
Birlikte gidecekleri yere artık her adım tek ayak sesiyle varıyordu.
Ve şehir, onların ismini değil…
Sessizliklerini öğrendi.
🥺🥺
O gün saçlarımda beyaz tül,
içimde çocuk gibi sevinç vardı.
Adını her andığımda gül açıyordu
avuçlarımın orta yerinde.
Yola çıktım,
yüreğim senden önce vardığına inanarak.
Ama bir siren sesi böldü zamanı,
bir asfalt şeridi aldı seni benden.
Şimdi her yağmur,
beni seninle ıslatıyor yeniden.
Ve ben,
sana gelemeyen gelinliğimle
her gece
seninle evleniyorum rüyalarımda.
Peri feride ÖZBİLGE
______
Birini sevmenin bedeli,
bazen kendini geride bırakmaksa,
biz yük saymadık aşkı,
kanadımıza rüzgâr dedik,
uçtuk, ismini her andıkça,
gökleri yırttık, yıldızları ardımızda bıraktık…
Kimse bilmedi,
belki de bilmek istemedi,
iki yüreğin tam ortasında,
göz değmemiş bir baharda,
filizlendi sevgimiz,
yıldızsız göklerde açan bir çiçek gibi,
rüzgarla sarıldı toprağa,
gönüllerin dikenli yollarında
bir çiçek gibi büyüdü.
Ne bir el değdi,
ne bir göz göze geldik,
ama sarıldık…
yürek yüreğe,
korkusuzca,
sessizce,
ve hiç bir zaman sormadık,
birbirimize ne kadar derin,
ne kadar gerçek olabileceğimizi…
Çünkü bazen derinlik,
gözle görülemeyen bir öykü gibidir.
Sen benim uğurlu yolum,
her yön seninle başlar,
her çıkmaz sana çıkar.
Pusulam adını fısıldar her sapakta,
sığınık gibi büyürsün içimde,
bir yıldız, bir dağ,
hiç kaybolmayan bir ışık gibi.
Sesin, en uzak gecelerde,
suskunluğuma köprü oldu;
yokluğun,
dualarımda yankı bulan
en gerçek yakarıştı,
bir yıldızın sonsuz geceye attığı ilk ışık gibi.
“Sana bu kadar sevmek değer mi?”
dediler.
Ben onlara bile dönemedim…
çünkü senin adını söylemek
bir dua gibi benziyordu,
sadece kalpten geçerek,
göğe varan bir dua…
Ve her söz, her fısıldayış,
bir anı, bir zaman dilimini yeryüzüne kazıyan bir el gibi oldu.
İçimden şiirler geçirdim,
bir tek seninle başlayan,
kalbimin tahta kapısına kazıdım adını;
gören olmadı belki,
ama her sabah
bir yıldız gibi parlıyordun orada,
sözcüklerden önce içimde bir çağlayan gibi yankılandığında.
Bir gün,
kavuşacağız biliyorum,
yeminliyim:
bu kısacık dünya misafirliğinde,
yalnız seninle yaşlanacağım içimden.
Çünkü aşk,
karşılık beklemeyen
bir sessiz yeminmiş
iki yürek arasında.
Ve ben o yemini
seninle ettim…
sessizce,
derinle,
sonsuzca…
Çünkü biz,
sadece bir adım değil,
bir yolun ta kendisiyiz.
Peri Feride ÖZBİLGE
04.06.2025