14
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
343
Okunma

Sevgili Bayram Temizliği
Sana nasıl hitap etmeliyim, bilemiyorum:
Bir gelenek mi, bir travma mı, bir ulusal spor mu?
Seni düşününce gözümün önüne
kolonya dökülmüş mermerler,
çamaşır suyu kokan yalnızlıklar geliyor.
Ve belim.
Ah belim…
O hâlâ geçen bayramdan kırgın sana, hâlâ yıkılmış bir sandalye gibi köşede sessizce çöküyor.
Sen geldin mi, evin eşyaları dile geliyor sanki:
Halının sesi titrek
“Yine sil beni” diyor.
Perdeye güneş vuruyor,
o utancından kendini makineye atmak istiyor.
Koltuk altı bezlerimin dili yok,
ama bakışları çok şey anlatıyor.
Ve ben?
Ben sadece bir kadınım,
bir süpürgenin kabzasıyla kaderini paylaşmak istemeyen bir omurga sahibiyim.
Hadi dürüst olalım,
kim icat etti seni?
Hangi töre, hangi kaynana efsanesi
“kapı arkasında toz kalırsa, utan” dedi bize?
Bayram gelsin diye değil,
misafir ayıplamasın diye ovalıyoruz zemini.
Toz alırken geçmişimiz de gözümüzden geçiyor:
“Şu köşe temizlik, bu köşe vicdan…”
İronik değil mi?
Bayramlar barışın zamanı diyorlar,
ama senin yüzünden önce evle,
sonra kendimle savaş hâlindeyim.
Mop bir mızrak, ben de çağdaş bir Don Kişot’um;
karşımdaysa dev gibi toz yığınları değil
sadece beklentiler.
Belim zonkluyor.
Ama hâlâ birileri
“Cam silinmeden bayram olur mu?” diye fısıldıyor içeriden.
Sahi…
Camın arkasında hangi huzur bekliyor bizi?
Misafir, içeriye ayakkabısını çıkararak değil, beklentisini çıkararak gelse keşke.
Bak güzelim bayram Temizliği,
bu kez anlaşalım:
Ben sana gönlümün yarısını vereyim,
sen bana belimin kalanını bırak.
Bu bayram, tozlu köşeler affedilsin.
Çünkü ben artık içimin camını silmek istiyorum.
Dışarıyı değil,
içimi bayram ettirmek istiyorum.
Ve bazen…
bir kadının bayramı,
“temiz ev” değil,
“temiz kalabilen bir ruh hali”dir.
Günlük Not:
Bu yıl, bayramı perde arkasında değil, gölgelik bir huzurda karşılamayı planlıyorum.
Temizlik tam olmayabilir ama ben hâlâ buradayım.
Ve bu bile kutlanası bir şey.
Ferdaca
5.0
100% (19)