0
Yorum
11
Beğeni
4,7
Puan
182
Okunma

Rüzgârın dudağında bir eski naber,
dallarda kırılan bir çıtırtı,
göklerin mavisi iner usulca,
bir bulutun göğsünde titrer sabah.
Ne bir yol beklerim ne bir kapı,
ayak izlerin sızlar taşlarda,
kuru bir yaprağın fısıltısında,
adın yankılanır, geceyi yırtar.
Duyuyor musun?
Kırlangıçlar sustu, gökyüzü ağır,
bir nehir ki suskun, taşır kahrını,
suların gölgesinde saklı bir sır,
senin gözlerinle başlar her bahar.
Hatıran bir bıçak, keskin, soğuk,
yüreğimde bir dal, hep kırık, soluk.
Hangi sokakta unuttum seni,
hangi aynada kayboldu tenin?
Bir çan sesi iner dağlardan,
uzak, tanıdık, biraz da yaban.
Sönmüş bir ateşin közü gibiyim,
içimde bir çağlar, dinmez hicran.
Ne seni çağırır ne beklerim artık,
gölgen bir türkü, dilimde taptaze.
Yıldızlar iner, örter yaramı,
bir masal olur, taşır anını.
Turgay Kurtuluş
5.0
67% (2)
4.0
33% (1)