Bir soru düştü içime, karanlıkta bir kibrit alevi gibi. "Neden?" dedi usulca, sonra büyüdü, kapladı her yeri.
Kelimeler çağırdı beni, eski kitapların tozlu kokusunda saklı. Platon’un mağarası, Aristo’nun mantığı, Kant’ın gökyüzü kadar engin aklı.
Bu bir sevda, var olmanın düğümünü çözmeye çalışan. Anlam peşinde koşan yorgun bir yolcu, bazen kaybolan, bazen yolu bulan. Sorgulamak...
Bildiklerini ateşe atmak gibi biraz, küllerinden yeni sorular doğurmak. Hiçbir cevabın son olmadığı o diyarda, merakla yürümek, durmadan.
Bazen bir labirent zihin, kavramlar duvar olur, çıkış ararsın. Bazen yıldızlı bir gece, evrenin sırrına uzanır, hayran kalırsın. Bu aşk, bilgeliğin o utangaç yüzünü aramaktır.
Kesinlikten kaçıp şüpheye sığınmak, düşüncenin kanatlarında özgürce uçmaktır. Ne tatlı bir sancı bu, ne derin bir tutku...
Merhaba ey felsefe, bitmeyen şarkım, en vefalı dostum benim...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Felsefe dibi görünmeyen derin bir kuyu gibi geliyor bana kıymetli dost.. girenler çıkmakta zorlanıyor hatta bazıları boğulup kalıyor maalesef... Felsefe, net ve son cevaplar vermekten çok, sürekli soru sormaya dayanır. mesela.. Varlık nedir? sonra Var olduğunu nasıl biliyoruz?, sonra Bilen kimdir? diye gidersin... Her cevap seni başka bir derinliğe çeker. Bu da felsefeyi bir kuyunun içine inmek gibi yapar: Ne kadar kazarsan, o kadar derine inersin, Ama tamam artık buldum dediğinde bile, yeni bir katman başlar.
O nedenle felsefede kesin bilgi yoktur, sadece yaklaşımlar vardır. Felsefede matematik gibi “%100 doğru” cevaplar yoktur.
Örneğin: İrade özgürlüğü var mı? Binlerce yıldır tartışılıyor ama herkesin cevabı farklı. Bu da insanı sürekli şüpheyle ve belirsizlikle baş başa bırakır. Yani bir fenerle kuyunun dibini aramak gibidir ama dip görünmez.
Felsefe bazen kendi benliğine dönüş yolculuğudur Felsefe sadece dış dünyayı değil, insanın kendisini de sorgulamasıdır. Kendine dönmek, insanın en çok kaçtığı şeydir. bu nedenle. Ben kimim? Neden yaşıyorum? Ne için çabalıyorum?
Bu tür sorular, insanı rahatsız eder, çünkü yüzleşme var içerisinde. Bu da kuyunun karanlığı gibi ürkütücü gelir insana.. çoğu zaman insanın huzuru bozar.. Acaba yanlış mı düşünüyorum? demeye başlarsın. Bu da insanın zihinsel huzurunu bozar. O yüzden çoğu insan felsefenin kuyusuna yaklaşmak istemez. Giren de bazen geri çıkamaz, çünkü artık dünyaya farklı gözle bakmaya başlamıştır.
Felsefede bilinç berinleştikçe balnızlık artmaya başlar. Felsefe insanı çoğu zaman kalabalıklardan uzaklaştırır. Çünkü herkesin konuştuğu yüzeysel meselelerle yetinemezsin.
Kalabalıklar konuşurken sen susar ve sorgularsın. Bu da felsefeyi sadece bir kuyu değil, aynı zamanda sessiz bir kuyu yapar. O nedenledir ki; Felsefenin ana mimarı olan Sokrates bile,
''Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez.” “Kendini bil.” “Bir şey biliyorsam, o da hiçbir şey bilmediğimdir.” diyerek girdiği kuyunun ne kadar derin olduğunu ifade etmiştir bir nev'i.. uzattım kusura bakmayınız... saygılar..
Bu bir sevda, var olmanın düğümünü çözmeye çalışan. Anlam peşinde koşan yorgun bir yolcu, bazen kaybolan, bazen yolu bulan. Sorgulamak...
Bildiklerini ateşe atmak gibi biraz, küllerinden yeni sorular doğurmak. Hiçbir cevabın son olmadığı o diyarda, merakla yürümek, durmadan.
Yep yeni ve diğer şiirlerinizden farklı bir şiirle müşerref olduğum şu anda heyecanlanmamak elde değil. “Bu bir sevda” “anlam peşinde koşan yorgun bir yolcu” derken anlamamak olamaz. Şiirin kendi içinde gizliliği bile lirik bir şekilde anlatan şairimizi tebrik ediyorum ve yürekten kutluyorum. Yüreğinize, gönlünüze sağlık. Selam ve saygılarımla hayırlı akşamlar dilerim. Esen kalın.
Şiirin içinde felsefenin büyüleyici dünyasına bir davet var: Soru sormak, anlam aramak ve varoluşun derinliklerinde kaybolmak! Platon’un mağarasından Aristo’nun mantığına uzanan bu düşünsel serüven, okuyucuyu kendi iç dünyasında bir keşfe çıkarıyor. Kutluyorum! Böylesine anlamlı bir şiir kaleme almak, felsefeye olan tutkunun ve sorgulamanın değerini ortaya koyuyor. Felsefenin alevi hiç sönmesin!
Son derece anlamlı ve akıcı duygularla harika yazılmış yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler efendim. En kalbî selam ve saygılarımla. Esenlikler ve şiir dolu günler dileğiyle.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.