Ayaklarımın asla basmayacağı
O ıssız diyarda
Zihnim hayalet bir haritada
Gezinircesine belirir ara sıra
Hiç çalmayacak bir saati bekleyen
Yalnız bir yelkovan misali
Yokluğun, zaman boşluğunda
Sessiz bir çığlıkla yankılanır


Zaman sensiz akan nehirdir
Kayıtsızca ilerler
Aklım olmadığın tenha köşelerde
Yönünü şaşırmış bir pusula arar


Şimdi solgun ve sabit suretin
Ne anı fotoğrafında
Ne de düşüncelerimin gürültüsünde


Aklım kırık aynaların
Keskin parçalarında bölünürken
Kum saatinin
İncecik boğazından süzülen
Taneler gibi tükendin


Derler ya hani
Katilin işlediği cinayet mahaline
Gölgesi düşer diye
O hesapla
Hesabını kapatmaya
Bekliyorum dönmeni


Kör bir fırtına gibi geçtin üzerimden
Ya senin ellerinden ölmemiştim
Ya da sen
Bu kanayan enkazın
Farkında bile değildin


Sahi çok mu içmiştin zehirli kadehi
Sisli bir orman gibi
Esrar çekmekten
Zihnin çok mu dumanaltıydı
Kalbime o buzdan hançeri saplayan
Uyurgezer bir kabus muydun


Neydin sen
Ruhu esrar dumanıyla örtülü
Gerçeklikten kopmuş bir katil miydin


Sessiz bir çığlık gibi uzanan
Hatıraların enkazı cesedin burada
İhbar edildin
Vicdanın kara listesinde adın


O yasaklı bahçeye
O ölüm kokan mekana
Neden
Hala gelmedin


Esrarın dumanı dağılıp
Ayıldığın o acı sabahın
İlk ışıklarında
Oku bunları


Ölüler aleminden
Solgun bir mektubun var


Yırt kefenin zarfını



_beyhude