0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
59
Okunma
Azizem,
Biz bir dağ dibinde
alıç ağacı gölgesinde
Kaygan bulutların
dağa nakşettiği silüetleri seyre dalarken
Tutsak olduğumuz asrın
yalnızlığını yaşıyoruz
Koca çınar kıskanır bizi o vakit
En çokta yalnız oluşlarımızı azizem.
Uzak ocakların elvedasında
Gizledik sırrımızı,
Yaktık ve kül ettik aşka..
Ondandır İçimizi bir soğuk rüzgar
esir almış azizem
Rüzgarlı bir ikindi vaktini andıran
Derme çatma
kırık bir gönle mahsuruz
Hem mahrumuz vakitten
hem de mahzuruz..
Kapısına vardığımızdan
sıcak bir çay eksik
Hasret gülüşleri gözardımızdan kesik
Muhabbet kelamından arınmış hâlimiz
Kara kaleme esir edilmiş
gayrı bizim yalnızlığımız
Kalem ise dili keskin
ucu kırık, yazmaktan yoksun
Yarım kalan satırlarla
mücehhez hep varlığımız...
Hercai bir tavır takınırız çoğu zaman
Bazen hüzün kafesinde tutsağız
Bazen hürriyet sokağında aksarız
İçimizde sokakların adı mahfuz azizem
Yarimizle kaldırımlarını adımladığımız
Ayak uçlarımızı hafızamıza kazdığımız
Ve duvarlardan sarkan gülleri
Koparmaya kıyamadığımız sokaklar..
Bazen memleketim deriz sevdiğimize
Uğradığımız her memleket
kıskanır bizi
Doğduğumuz şehir düşman kesilir
Aslında azizem
Mezhepsiz bir aşk var içimizde
her dilde azalmak bilmeyen
çok çehrelerle farklı şivelerle çoğalan
Bazen bir arapça beyitte yakalarız sırrı
Bazen kürtçe,bazen türkçe bir ağıtta
En çok farsça şiirlerin tadında olur aşk’ımız
Şiraz’inin gönül bağından nemalanırız.
Hafız diye söylenir bazen namımız
Sırattan ince bir çizgi olur hatıramız
Ve özleme dem çalar anılarımız azizem
Özlemle demlenir varlığımız....
Uğur Tunç
5.0
100% (1)