1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
69
Okunma
Uzun ve sessiz bir yolculuktu
Adına "hicret" dediler.
Günlerce sürecek.
Dilden dile söylenecek.
Aylardan saferdi
Kimini "Muhacir," kimini "Ensar" edecek.
Uzun ve sessiz bir yolculuktu.
Adına "hicret" dediler.
Mekke’den Sevr’e uzandı önce.
Sevr ilk duraktı.
Sevr ilk uğrak...
Müşrikler kımıl kımıldı.
Müşrikler gözü dönmüş canavar.
Muhammed’i öldürene yüz deve ödül var.
Süraka bin Malik usta bir iz sürücü.
Okunu almış, kılıcını Kuşanmıştı.
Öfke Kusan bakışlar
Kan bürümüş gözler
Atlarda kişnemeler
Gökte uçan kuşları bile tedirgin ediyordu.
Uzun ve sessiz bir yolculuktu
Adına "hicret" dediler.
Sevr yolu dik kayalık
Sevr yolu bir selamet umudu.
Sevr yolunda sırt sırta vermiş iki dost.
Biri iki cihan serveri Resulullah.
Diğeri "Sıddık" lakaplı Ebubekir.
Önce Allah’a, sonra Sevr’e sığındılar.
Zulüm peşlerindeydi.
İz sürücü Süraka bin Malik peşlerindeydi.
Ölüm peşlerindeydi.
Ebubekir telaşlıydı.
Ebubekir tedirgindi.
Ebubekir endişeliydi.
O, kendi canından çok Resulullah için korkuyordu.
Kendi bedenini O’na siper ediyordu.
O’na bir şey olsun istemiyordu.
"La Tahzen" dedi ona Nebi.
"Üzülme!
Allah bizimledir."
Sonra dua.
Sonra tevekkül.
Sonra teslimiyet.
Ve sonra bir örümcek örmeye başladı ağlarını mağara önünde.
Bir kaderin ağlarını örer gibi.
Yavaş yavaş...
Bir emri ifa eder gibi.
Bir emri yerine getirir gibi.
Şefkatli bir annenin çocuğunun üstünü örter gibi.
Ve sonra tüm masumiyetiyle bir güvercin gelip yuva yaptı.
Günlerdir oradaymış gibi.
Günlerdir o yuvadaymış gibi.
Ölüm ince bir ağ ötesi.
Ölüm bir an meselesi.
Uzun ve sessiz bir yolculuktu.
Adına "hicret" dediler.
Üç gün.
Üç uzun gün.
Üç sessiz gün.
Sevr mağarasında zaman durmuş gibiydi.
Belki onları bekleyen Sevr’di.
Belki nur yüzünü görmek için asırlardır bekleyen Sevr’di.
Belki nice fırtınalara direnmesi,
Nice yıllara göğüs gerip yıkılmaması bundandı.
Resulullah’ı bağrına basmak içindi belki.
Dışarda vahşi bir uğultu;
Merhametten yoksun, şefkatten yoksun, acımaktan yoksun.
Müşrikler "onlar burda olamaz" dedi.
Geri döndüler.
Ve bir vakit sonra yola revan oldu iki dost.
Gece yürüdüler...
Gündüz yürüdüler...
Uzun ve sessiz bir yolculuktu.
Adına "hicret" dediler.
Süraka bin Malik’in yüz rengi değişti görünce onları.
Hiddetle,
Öfkeyle,
Kibirle haykırdı.
"Ya Muhammed! Seni bugün benden kim koruyacak?"
Resulullah emindi.
Resulullah sakindi.
"Beni Cebbar ve Kahhar olan Allah korur." Dedi.
Kamçıladı atını Süraka çılgınca
Atı kımıldamadı.
Bir daha kamçıladı.
Atın ön ayakları kuma gömüldü.
Bir daha, bir daha..
Ama olmadı.
Sonra acziyet.
Sonra yenilgi.
Sonra medet.
Yenilmişti Süraka...
Uzun ve sessiz bir yolculuktu.
Adına "hicret" dediler
Kuba’da mescit kurdular.
Ranuna vadisinde ilk cuma namazına durdular.
Adım adım, tebliğ tebliğ yürüdü Hatemül Enbiya.
Veda tepelerinden bir dolunay gibi göründü.
Medine’ye doğan bir güneş.
Coşku coşku, çığlık çığlık karşılanıyordu.
Sevinç gözyaşları sicim sicim akıyordu.
Özleyen özlenene kavuşmuştu.
Resulullah Medine’ye, Medine Resulullah’a yar olmuştu.
Hicret yolu son bulmuştu.
Abdurrahman Tümer
5.0
100% (2)