6
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
350
Okunma

AYAĞA KALK MARAŞ’IM
( 6 ŞUBAT GECE SAAT 04:17) 🥲
Öyle bir uğultu ki gökleri deliyordu
Çatır çutur seslerle bir ışık geliyordu
Sanki gece gün gibi aydınlandı kainat
Koca şehrin üstüne Azrail gerdi kanat
Kükremiş bir dev gibi titredi batın zahir
Böyle bir çatırtıyı duymadım evvel âhir
Tam gecenin koynunda uyurken aziz kentim
Büyük bir çatırtıyla yıkıldı memleketim
Saat dört onyedide başladı bir zelzele
Yıkılırken binalar koptu büyük velvele
Saniyeler içinde tuz buz olurken evler
Nokta kadar kalmadı nefis denilen devler
Her yerde can pazarı aciz kalmıştı beşer
Molozların altında sanki kuruldu mahşer
İniltiler çığlıklar semayı deliyordu
Bedenden çıkan ruhlar arşa yükseliyordu
Nur Dağı dediğimiz Gavur Dağına döndü
Tam on bir ilimizde binlerce ocak söndü
Yıkıldı viyadükler, çöktü köprüler, yollar
İlk gün kimsesiz kaldık, yetişemedi kollar
Öksüz ve yetim gibi can derdine düştük biz
Eksi beş derecede ölümle yüzleştik biz
Vicdanında boğulsun çürük bina satanlar
Bizden de beter olsun buna imza atanlar
Nasıl ruhsat verdiniz sağlam olmayan yere
Elli bin masun canı gömdünüz bir makbere
Hırsız müteahhitler kuruttu soyumuzu
Bilmem kaç çanta para kirletti huyunuzu
Kimi canından oldu, kimi oğlu, kızından
İnsan esvabı giyen iblislerin yüzünden
Beş vakit namaz kılmak müslümanlığa yetmez
Kul hakkına girenler asla cennete gitmez
Vebalini aldınız enkazda kalanların
Gencecik fidanların, tazecik gelinlerin
Daha ağzı süt kokan nice sabi bebeyi
Öksüz, yetim koydunuz evli, bekar gebeyi
Ebrar’da şehit oldu melek yüzlü Şüheda’m
Bütün ailesini yanına aldı Hüdâ’m
Siper olmuş Betül’üm körpe kuzularına
Toplu ölüm yazılmış alın yazılarına
Kurtulanlar çil gibi kaçışıp dağıldılar
Yalın ayak baş açık bir yere yığıldılar
Rahmet dediğimiz kar bıçak gibi keserken
Ölümün kara yeli acı acı eserken
Enkaz altındakiler feryat figan ettiler
Ölümün kucağına ailecek gittiler
Molozlar arasında kısılırken sesleri
Yardım çığlıklarıyla tükendi nefesleri
Lağım suyu karıştı balçık gibiydi sular
Teyemmümle gömüldü çıkarılan mevtalar
Kimi çarşafa sardı, kimi siyah poşete
Kefen yetişemedi böyle büyük afete
Nice avukatımız, edibimiz, hocamız
Nice doktorlar gitti söndü ilim bacamız
Öğretmeni, esnafı, memuru ve işçisi
Kuyumcusu, terzisi, eczacısı, dişçisi
Maraş’ın hafızası Hoca Yaşar Alparslan
Doktor Oğuz Paköz’dü yüce gönüllü insan
Unutabilir miyiz Cevdet Alperen’i biz
Elli bin şehidimi unutabilir miyiz?
Bunca cani hırsızdan hesap sormazsak eğer
Üstünü örter isek tarih tekerrür eder
Çürük zemin üstüne imzayı atanları
İdam edin makberi ev diye satanları
Ancak ikinci günde yetişebildi devlet
Görülmemiş dünyada böyle necip bir millet
Tırlar teyyare gibi uçarak yol aldılar
Türk Milleti tek yürek olup yardım saldılar
Etekleri ıslanıp Ahır Dağı ağlarken
Tekir’in Yeşilgöz’ü karaları bağlarken
Enkazda mehmetçiğin elinde demir hilte
Kimse seyirci kalmaz böyle bir felakete
Kimi Çin, kimi Japon, kimi Yunan’ın eli
Akın akın ulaştı bölgeye yardım seli
Afadı, Kızılayı, Ahbabı, madencisi
Nice adsız kahraman mucize habercisi
Bu ne büyük acıdır, bu nasıl bir kıyamet
Uyan ey insanlığım can çekişme kıyam et!
Ey benim bahtsız şehrim, dağım toprağım, taşım
Yetmez mi yas tuttuğun ayağa kalk Maraş’ım.
Nurgül KAYNAR YÜCE/ K. MARAŞ
16 Mart 2023
T.C Kültür Bak.lığı Halk Şiri
5.0
100% (9)