Bu kaçıncı savruluş,
kaçıncı eksilme,
Kendi içimde hicret edip duruyorum,
Sesim,
duvarlara çarpıp geri dönüyor,
Bir yankı kadar sahipsizim.
Nereye çarpsam,
Bin parçaya bölünüp dağılıyorum.
Gözlerimde sürgün yemiş şehirlerin izleri
Adını hangi duvara yazsam,
Siliniyor.
Ömrün eşiğinde bekleyen bir gölgeyim,
Ayak izlerin rüzgârda kayboluyor.
Zaman,
paslı bir kilit gibi yavaş yavaş kapanıyor,
Ve ellerimden kayarken
zaman,
Bu firkatin manifestosunu yazıyorum.