bir alın yazısı bu var ile yok tarihleri arasında bir sınanma hani bilinmeyen ellerde iç içe daireler çizen pergellerin birbirine ne yakın birbirine ne uzak çizgileri var ya
ezelden ebede olmuş ve olacakların çetelesi onlar zamanın ve mekanın şartların ve konumların sebeplerin ve sonuçların çizelgesi onlar hayır ile şer arasında bize tertiplenmiş bir kez iyiye şükür kötüye hamt
iyiler de, kötüler de miras olur bazen devralınır geçmişten potasında hayatı damıtır durmadan ıssız sokakların açık avuçlarına çizilince rotalar yalnızlıklar sağanak olur birden
bazen bir uzayışın salıncağında beklemeyi beklemek düşer bazen kaskatı duvarlarla örülür özgürlüklerimizin her ciheti zaman gün olur gölgesine düşman olan uygun adımlarla yürünür umutsuzca
dengesiz dalgalar vurur kıyılarımıza zamansız fırtınalara tutuluruz akıl edemeyiz bir türlü karanlığa tüneller açabilmeyi ilk ışıklara teşne seher güllerince yüreklerimizi al al kanatmayı
bazen olmayan kervanları bekleye bekleye yitirdiğimiz umutlarımızı yıldızsız ve aysız gecelerde bize elleri bağlı beklemek düşer. sen kaderi böyle belleme sen anlayamazsın kaderi çünkü yolculuklarını içine yapmadıkça anlayamazsın… kader buymuş diyemezsin
ancak o vakit baht olur her dua ancak o vakit taht olur her hayal olmayacaksa… ya sonumuz nice olur nice olur ötemiz…
dünya ahiretin üzerinde incecik bir tül ışıklar sızar oradan buraya buradan oraya ışıklar düşer öbür tarafa kayar ayaklarımız gün geçtikçe dünyada kaybederiz elimizden çıkar sevdiklerimiz elinden çıkacağız sevdiklerimizin belli ki kaybedeceğiz
bilirler tarlayı ekerken görünüşte kaybedeceklerini razıdırlar en kıymetli canlarının toprağa düşeceğine can tohumlarını bırakırlar toprağa bir çiftçinin umudu ile azalırlar dünyada az alırlar dünyadan onlar hasadı bilir umarlar daha çoğunu
bilirler tükenenin ardında tükenmeyeni sonsuzluğa aşinadırlar sonların sonunda ahireti gözler onlar bu yüzden dünyanın gözünden kurbanlar düşer toprağa dünyayı düşürür gözlerinden kurbanlar gözyaşı gibi kurbanlar verir dünyanın en değerlileri en mümtazlar kurban diye alınır belli ki… her can kurban olmaya değmez
ibrahim’e ismail kurban yakub’a yusuf zekeriyya yahya’sını ekti toprağa imran meryem’i adadı meryem isa’sını kurban diye doğurdu
çünkü tarlanın hasadı için toprağa değerli tohumlar düşmeli çünkü dünyadünyadan ibaret değil dünyayı dünyadan ibaret bilenler dünyadan ötesine körelenler hesapları tutmaz onlar kurban pazarına gelmez onlar hasat mevsimini bilmezler
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kader buymuş diyemezsin şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kader buymuş diyemezsin şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
hayatın derin anlamını sorgularken, insanın zamanla olan mücadelesini ve içsel yolculuğunu öne çıkarıyor. Duygusal bir derinlik ve anlam arayışı ile her adımda kaybolup yeniden bulunma temasını en güzel bir şekilde ince ince yüreklere işliyor. Kutlarım üstadım.