Nankör zamanlar
Nankör zamanlar
Kabuklar soyduldu dallar kırıldı Gölgemde gezinip hançer vuruldu Benimde defterim böyle dürüldü Dağlarda dumanım sobalık külüm Dostlarım dediğim yeni hasımlar Eski bir resimde kalmış masumlar Yüzlerine vursam bozum bozumlar Cepte taşımışım saftirik körüm Bağrıma bastığım zehirden acı Dil olsan konuşsan hey gül ağacı Olmamış gönlümün derman ilacı Oda hayatımda seyranlık bölüm Ömrü kadir kıymet bilmezler yedi Kimse bu yakışmaz bana demedi Kimsenin yüzünü görmem ebedi Bağlar sizin olsun karanlık çölüm Bu kervan hep böyle yoluna revan Dümeni tutturan sürüyor devran Gel Coşkûnî etme feryat feveran İnsana kadermiş yalnızlık ölüm Coşkûnî |
Sağlık ve afiyetler dilerim..
Nankörlük mü desem beterleri de
Binlerce yüreğe yeterleri de
Derya sizin olsun öteleri de
Karışmaz denize yeter bu gölüm!