Sednaya Hapishanesi, Suriye’de Beşar Esad rejimi tarafından yönetilen ve insan hakları ihlalleriyle tanınan bir cezaevidir. Bu hapishane, özellikle iç savaş sırasında rejim karşıtlarına uygulanan sistematik işkenceler ve yargısız infazlarla bilinir. Sednaya, "insan mezbahası" olarak da anılır ve burada tutulan mahkumlar, ağır işkencelere maruz kalmış, yiyecek, su ve tıbbi bakımdan mahrum bırakılmıştır.

Sednaya Hapishanesi’nde yaşananlar, uluslararası insan hakları örgütleri tarafından defalarca raporlanmış ve kınanmıştır. Bu hapishane, Esad rejiminin baskıcı ve zalim yönetiminin sembollerinden biri olarak kabul edilir...
Suriye iç savaşının simgesi haline gelen, rejimin en korkunç işkencelerinin ve toplu idamların gerçekleştiği yer... On binlerce tutuklunun karanlık duvarları arasında acı çektiği, "insan mezbahası" olarak anılan ve tarihin karanlık sayfalarından biri olan Sednaya Hapishanesi’nde neler yaşandı? Suriye İnsan Hakları Ağı’nın İhlalleri Belgeleme Müdürü Nur El-Hatip, Fokus+’a yaptığı özel açıklamada, hapishanede yaşanan korkunç işkenceleri ve kayıpları belgelerken, Suriye’deki insan hakları ihlallerinin boyutlarını da gözler önüne serdi.

..
Sednaya derler, yeraltı bir mezar,
Ne ışık girer, ne umut doğar.
Zindanlarında yankılanır feryatlar,
İnsanlık susmuş, ölüm kol gezer.

Demir kapılar ardında sessizlik,
Her adımda yankılanır çaresizlik,
Falakalar çözer direnen ayakları,
Kırbaçlar kanatır insanlık hakları.

Presle ezilir her bir kemik,
Sözleri mühürlenir, umut yitik,
Bir cellat bekler, idamlık sırada,
Adalet çoktan kaybolmuş bu karada,
Kanla yıkan, ağlar taş duvarlar,
Korkunun dili, çığlıklardan anlar.

Mazlumlar bağırır, ölümden kaçamaz,
Çünkü yaşam burada kimseye açmaz.
Cinayet işler, gölgeye bürünür,
Her suçsuz, suçlu gibi sürünür.

Bedenler kaybolur, mezar bile yok,
Bir şans dilenir, dua bile yasak,
Sednaya! Adın ölümle eş,
Vicdanın biter, karanlığın geniş,
Ey zindan, insanlık kaybolmuş sende,
Zulmün tarihine yazılı her perde...


Kul Ahmet