Kısır (ım) Döngü (süz)...Ekerken ari tohumları Fırtına yağmur bulutlarına Kalıcı dövme oldu erkekliğe Şimşeklerin mors alfabesi… On dördüncü gün laneti Kısır döl beyazı!" . . . Uçurum Aşk Çiçeği! Yüksek yamaçlarını yalayan Rüzgar şehvetine tahrik Dip kayalara sürtünürken okyanus Sana erişebilme sebepli kabarttı Köpüren ağızlı dev dalgaları… Soysuz yağmur fırtınaları Hükmeden pervasızlığında Bırakırken doğurgan rahmine Maraz bir döl daha Yürekleri dağladı Aşkına kanatlanan Sümsük Kuşunun çaresizliği… Uçurum Aşk Çiçeği! Toprak altında filiz verir aciz bedenim Bu yüzden gariptir kokusu Erkekliğimi gizleyen ellerin… Saçlarımda tutmayan dölün beyazı Seviştiğimiz an beri kabusumdur Kadınlığının POYRAZI*… Güneş kiri var sakallarımda Yasıma yoldaş kesemediğim Sabırsız memelerinde Gezinirken BİLGE* yüzüm Hissettiğin akışkan sıcağım Asırlardır yıkanmayışım… Ve kapılma artık Dudakların şehvet davetlerine Geliştirme sebebim ıslak öpüşleri Kuruluğudur umutların… Damarlarımda son nesil kanın Mohikan çığlığı! (Yıldıray Kızıltan) -NOTAFOR- “ey hüzünlü ruhum ihtiyar budala kanının kanatlarında hırçın bir kıvılcım yanardı umudun mahmuzu yavaşça dokunsa şaha kalkardın ey şimdi her adımda derin derin soluyan hasta işe yaramaz beygir uzan olduğun yere dayanmasını bil sönmeyen yanı var mı dünyanın...(Charles Baudelaire)" |
Kutlarım sizi değerli üstadım. Yüreğinize
emeğinize gönlünüze sağlık.
Selamlar saygılar.