YİTİK YILDIZLARIN HÜZNÜŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şiir, hem derin bir duygusal yoğunluk hem de doğanın metaforik imgeleriyle zenginleştirilmiş bir anlatım sunuyor. Gökyüzünden denizlere, ruhun savrukluğundan aşkın derinliklerine kadar uzanan dizeler, hayatın hem geçiciliğini hem de sonsuz döngüsünü gözler önüne seriyor.
İlk dörtlükte, kayan bir yıldızın sessiz çığlığıyla boşluk ve aşk arasında bir bağlantı kurulmuş. Bu imgeler, insan ruhunun arzularını ve kayıplarını yansıtıyor. **Zamanın rüzgarı** ve **aşkı yeniden yoğuran kıvılcım**, yeniden doğuşu ve ümit varoluşu simgeliyor. Denizlerin ve dalgaların hüznü, geçmişin izlerini taşıyan gemilerle birleşerek, zamanın geçiciliğini ve hatıraların kalıcılığını anlatıyor. **Kıyıların yalnızlığı hapsetmesi**, insanın içsel sıkışmışlığını ve geçmişle yüzleşme çabasını ima ediyor. Üçüncü dörtlükte, ruhun savruk bir yaprak gibi resmedilmesi, aidiyet arayışını ve kırılganlığı derin bir şekilde hissettiriyor. **Gönül aynasının çatlaması** ve her çatlağın bir sır barındırması, insan ruhunun karmaşıklığını ve gizemini güçlü bir metaforla anlatıyor. Ateş böcekleri ve umut fenerleri, karanlığın içindeki küçük ama parlak umut ışıklarını simgeliyor. **Yarına dokunan ince mahfiller**, hayallerin narinliğini ve onların her şeye rağmen var olma gücünü betimliyor. Son dörtlük ise, yıldız tozuyla yoğrulan öz ve aşkın nefesiyle şekillenen söz üzerinden, insanın ilahi ve kozmik bir varlık olarak konumlanmasını vurguluyor. **Susmuş bir tema arayışı**, hayatın anlamını sorgulayan bir kapanış yaratıyor. Bu şiir, hem melankolik hem de umut dolu bir duygu dünyası sunuyor. Kelime seçimleri ve imgeler, okuyucuyu derin düşüncelere sevk ederken, şairin ruhunun da izlerini taşıyor. "Kul Derviş" imzası, şiirin hem içsel bir yolculuk hem de ilahi bir çağrışım içerdiğini hissettiriyor.
..
Göğün sinesinde bir yıldız kayar, Sessiz çığlıklarla boşluğu sarar. Zamanın rüzgarı küller savurur, Her kıvılcım aşkı yeniden yoğurur. Denizler anlatır dalganın hüznünü, Kaybolmuş gemiler taşır geçmişi. Bir fırtına gibi esip geçerken, Kıyılar da hapseder yalnızlığı. Ruhum bir yaprak, rüzgarda savruk, Hangi dala konsa, hisleri buruk. Gönül bir aynadır, kırılır, soluk, Her çatlak bir sırdır, derin ve soğuk. Gecenin koynunda ateş böcekleri, Birer umut feneri, yıldız taneleri. Yarına dokunan ince mahfilleri, Hayaller dile gelir, titrek ezgileri. Ey yıldız tozundan yaratılan öz, Aşkın nefesiyle yoğrulur saf söz, Kırık yankılarla çınlar bu sema, Var mıdır kalplerde susmuş bir tema? kul derviş |