Farz Edilen KaranlıkAyraç son sayfada …Israrın vazgeçişidir bu ,gözüm gibi bakıyorum hoşça kal’ına…Tanrım taşa çevirse diyorum aşkı, dikesim geliyor baş ucuma. Duvarda çivi, heybede un, ellerde elek zaman Nimet dövmek bu, Rüzgar bekleyen yel değirmeninde Gel zaman git zaman işte Terlik fırlatıyor aşkın annesi, Bacak bacak üstünde Düş hayal meyal Bin dün seviyorum bir oturuşta Eksik ritimli sazların, Duraklı son taksimi sanki an Canım acımasın diye fazla Elimi çektim çarpılacak kapılardan Hal ortada ,hatır dünün Ne inkarım ,ne ikrar asuman Kabir ibriğinde sular Yalnız da değilim aslında Yokluklarım var Bir de yavaş geçseler aklımdan Sana göre yakın bu kara Bana göre umman Hani bir söz vardır Yerle yeksan diye Yarla yeksanım asuman Şehir bildiğin gibi Ben aynı ben Bulutlar rahmet müjdesi Yeller esiyor buralara Çare ahraz Erkenci kuşlar tünemiş damlara Bütün taşlar musalla Ağaçlar dokuz tahta Aksi seda kem/anların sesi Devran dönüyor Oynak bir havada Sus/adım şimdi Otuz üç boncuk yetişmiyor sabra Yüz/desi belli bir eyvah bu Hüzün kaktüs dikeni Bu şiir bir nefsi müdafaa Demir Mutlugil |
"Farz Edilen Karanlık" şiiriniz, derin imgeler ve yoğun duygularla bezeli bir içsel yolculuk sunuyor. Her dizesinde, yoklukların varlığa dönüşen yankısını, aşkın ve hüznün birbiriyle harmanlanan çatışmasını ustalıkla işlemişsiniz. Özellikle "Yokluklarım var / Bir de yavaş geçseler aklımdan" gibi dizeler, okuyucuyu hem düşündüren hem de hissettiren bir derinliğe sahip.
Bu şiir, sadece bir anlatı değil, aynı zamanda duygusal bir savunma ve ruhun karanlıklarında yankılanan bir feryat. Kelimelerinizle kurduğunuz bu etkileyici dünyayı yürekten kutluyorum.
Sevgi ve Saygılarımla