Hasreti Körelmiş Gönül Kavuşmasıİki kirpiği kavuşamayan bir yaşam Zihnime yıldızlardan kazıklar çakılıyor Basamakların ölçüsünü ıskalıyor ayaklarım Mermerlerde paldır küldür kemik sesi duvarlarda kan resmi Tanrı acısını benimle paylaşıyor Yine de kalkıyorum ayağa Sınırına ulaşıyorum apartmanın Kırık kolumun acısına diş geçirerek Aliminyum çerçeveli sınırdan geçmeyi başarıyorum Korkularım korkuluklarına zor bela tutunuyor merdivenin Sanki beş bin yıllık bir iniş daha var karşımda Kuşların bile konmadığı son elma ağacının altında Kara lastikli nur bakışlı kırmızı elbiseli arabam bekliyor Ayak bileğim eski yerinden yeniden çatlamış olmalı Neden boğmaya çalışıyor beni spor ayakkabılarım Tetiğine basılmış gibi kulak zarımın Bütün sesler susuyor bir an Göz kapaklarım tersine hareket ediyor Göz bebeklerimin içinde karıncalar görüyorum Korkuluklara tutunup on metre sürükleyerek kendimi Testereyle biçilmiş ağacın acısını da içime çekiyorum Küflü kararmış çiviler görüyorum damarlarının üzerinde oturağın Yumuşak etlerimin üzerine yavaştan inerken sağa doğru uzanıyorum Kanıyorum biraz daha acıyorum biraz daha Dişimin birinin kırılma sesi yankılanıyor kafatasımın koridorlarında Hani nerede beni yaratanlar, programlayanlar, hani nerede sorgu melekleri Kainatın ötesine uzanan ışıktan geçitler nerede Hani cennetteki bembeyaz tomurcuk memeli kızlar Hani nerede kızılca kıyamet tutuşmuş cehennem duvarları Ne oldu hatırlayamıyorum Büyük bir deprem mi olmuştu, nükleer bomba mı düşmüştü şehrime Yoksa güneş sistemindeki gezegenler birbirine mi çarpmıştı Ne oldu birden bire Daha karpuz kesmeyecek miydik diye düşünüyorum. Y. |
:))
sana verilen mesajın binde biri itikatli bir kardeşimize verilse,
olacakları düşünemiyorum bile:)))
işte bunun için başına tüm gelenler çocuk.
eyvallah.